Araştırmacılar ve tarih bilimciler, Kalecik ve çevresinin erken Kalkolitik dönemde MÖ 3.500-4.000 yılları arasında iskan gördüğünü tahmin ediyorlar.

Kalecik ve çevresi, Hititler tarafından yerleşim merkezi olarak kullanılmıştır ve bölgede Friglerin MÖ 4.000 yıllarında yaşadığı, bulunan tarihi eserlerden anlaşılmaktadır. Galatlar, Anadolu'ya Trakya üzerinden geldikten sonra Ankara ve Kalecik çevresine hâkim olmuşlardır. Galatlar döneminden sonra, Kalecik ve çevresi önce Roma İmparatorluğu'nun, sonra da Bizans İmparatorluğu'nun hâkimiyetine girmiştir.

1075 yılında, Kalecik ve çevresi Türkler tarafından fethedilmiştir. Bu bölge, ünlü Türk kahramanı Battal Gazi tarafından Bizanslılardan alınmıştır. 1243 yılında yapılan Kösedağ Meydan Savaşı'nda, Selçuklu Orduları Baycu Noyan yönetimindeki Moğol kuvvetlerine yenilince, Kalecik ve çevresi de onların yönetimine girmiştir. Fatih Sultan Mehmet, 1461 yılında Çandaroğulları Beyliğine son verince, Kalecik Osmanlı yönetimine katılmıştır. Bu dönemde Kalecik, ticari yönden çok gelişmiş bir merkezdir ve "Küçük Mısır" adıyla ünlenmiştir.

Ankara'nın kuzeydoğusunda yer alan ilçe, doğu yönünde Sulakyurt, batı yönünde Çubuk ve Akyurt, kuzey yönünde Çankırı il merkezi ve Şabanözü ilçesi, güney yönünde ise Kırıkkale ili ve Elmadağ ilçeleri ile çevrilidir. Kızılırmak nehri, ilçenin topraklarında kuzey-güney yönünde akar. Hasbey, Saray, Tabakhane Camisi, Kazancıbaba ve Alişoğlu Türbesi ile Kızılırmak nehri üzerindeki Develioğlu Köprüsü ve Kalecik Kalesi bölgenin belli başlı tarihi eserleridir.

Halk oyunları, giyim tarzı, türküleri ve mutfak özellikleri göz önüne alındığında, ilçenin halk kültürünün İç Anadolu halk kültürüyle örtüştüğü görülmektedir. İlçede, tabakçılık, bakırcılık ve kumaş dokumacılığı oldukça gelişmiştir.