İlk çağlara kadar uzanan uzun tarihi boyunca ilçe sırayla Yabanabat, Çorba isimlerini, en son olarak da Kızılcahamam ismini almıştır.
Kuruluş tarihi kesin olarak bilinemeyen ilçenin tarihi, Ankara tarihi ile birlikte incelenir. Bölgede bulunan Hitit çağı eserleri ilçenin milattan önceki devirlerde kurulduğunu göstermektedir.

M.Ö 12. yüzyılda Friglerin, Kirmir Çayı boyunca Yabanabat adını verdikleri kenti kurdukları sanılmaktadır. Bu uygarlığın ardından Lidyalılar, Galatlar, Romalılar, Bizanslılar ve MÖ 333 yılında da Makedonya Kralı Büyük İskender'in bölgede egemenlik kurduğu bulunan kalıntılardan anlaşılmıştır.

İlçenin ekonomisi turizm ve tarıma dayalıdır. İlçede bulunan kaplıcalar ve doğal güzellikler, turistlerin ilgisini çekmektedir. Kızılcahamam kaplıcaları, Türkiye'nin en eski kaplıcaları arasında yer almaktadır. Sıcak su kaynaklarından elde edilen kaplıca suları, çeşitli rahatsızlıkların tedavisinde kullanılmaktadır.
Ayrıca ilçede bulunan Soğuksu Milli Parkı, doğa yürüyüşleri, piknik ve kamp yapma gibi aktiviteler için ideal bir yerdir. Parkta bulunan şelaleler, göletler ve doğal güzellikler ziyaretçilerin hayranlığını kazanmaktadır.

Kızılcahamam ilçesi aynı zamanda, Türkiye'nin en önemli termal turizm merkezlerinden biri olarak da kabul edilmektedir. Kaplıcaların yanı sıra, ilçede bulunan tarihi ve kültürel yapılar da turistlerin ilgisini çekmektedir. Özellikle Roma ve Bizans dönemlerinden kalma antik kentler, müzeler ve camiler, ilçenin tarihi ve kültürel zenginliğini yansıtmaktadır.

Sonuç olarak, Kızılcahamam ilçesi hem doğal güzellikleri hem de tarihi ve kültürel değerleri ile Türkiye'nin önemli turizm merkezlerinden biridir. Tarım ve turizm sektörleri, ilçenin ekonomisine büyük katkı sağlamaktadır.