Maden ruhsat sahası, tarımsal üretim ve hayvancılık faaliyetlerinin yoğun olduğu bir bölgede yer alıyor. Seyfe Gölü’nün alt havzasında bulunan alan, aynı zamanda Kırşehir’in ortasından geçen Kılıçözü Çayı’nın su toplama havzasında yer almakta. Bu çay, Kızılırmak’a bağlanarak Ankara ve çevresindeki şehirlerin içme suyu ihtiyacını karşılıyor.

Sulu Tarım Alanları ve Hayvancılık Tehlikede


Rapora göre, ruhsat sahasının %60’ından fazlası sulu tarım alanlarından oluşuyor. Bölge, aynı zamanda besi çiftlikleriyle ön plana çıkıyor. Altın madeni faaliyetlerinin başlaması halinde, tarımsal üretim ve hayvancılık ciddi zarar görebilir.

Kirlilik riski geniş coğrafyaları etkileyebilir

Madenin işletilmesi sırasında kullanılan kimyasalların toprağa ve suya karışması halinde, yalnızca Kırşehir değil, Kızılırmak Havzası ve Ankara gibi geniş bir coğrafya olumsuz etkilenecek. Raporda, yağışlarla birlikte kirliliğin Kılıçözü Çayı üzerinden Kızılırmak’a taşınacağına dikkat çekiliyor.

Yerel halk endişeli

Kırşehir halkı, yerel basın ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu kamuoyu baskısına rağmen projede geri adım atılmadı. Aksine, bölgedeki maden ruhsat alanlarının genişletildiği ve yeni ÇED süreçlerinin başlatıldığı bildirildi.

Benzer bir felaketin izleri hâlâ taze


Raporda, Erzincan İliç’te bir altın madeninde yaşanan çevre felaketi hatırlatılıyor. Fırat Nehri’ne siyanür sızmasıyla sonuçlanan bu olayın, Kırşehir’de de benzer bir şekilde gerçekleşebileceği vurgulanıyor.

Yetkililere çağrı


TMMOB, çevresel ve ekonomik riskleri göz önünde bulundurarak altın madeni ruhsatlarının iptal edilmesi ve Seyfe Gölü’ne ilişkin koruma sınırının eski haline getirilmesi için yetkililere çağrıda bulundu.

Kırşehir halkı ve sivil toplum kuruluşları, projenin durdurulması için mücadelelerini sürdürüyor. Kamuoyu, çevresel etkilerin geri dönülemez boyutlara ulaşmadan bu projeden vazgeçilmesi gerektiğini belirtiyor.