Beypazarı, Ankara'nın kuzeybatısında Tarihi İpek Yolu üzerinde konumlanmıştır.

İlçe ve çevresindeki kazılarda bulunan eşyalar ve paralar üzerinde yapılan incelemeler sonucunda, Beypazarı'nın Hitit, Frig, Galat, Roma, Selçuklu ve Osmanlı uygarlıklarına ev sahipliği yaptığı anlaşılmaktadır. İlçeye tarihte ilk kez Luwi'lerce "Kaya Doruğu Ülkesi" anlamına gelen "Lagania" ismi verilmiştir. İlçe, Roma döneminde İstanbul-Ankara-Bağdat gibi önemli merkezlerin geçiş yolları üzerinde yer almıştır. Kentin adı bu dönemde Anastasiopolis olarak değiştirilmiştir.

Germiyanoğullan Beyliği döneminde beyliğin veziri Zinar Hezar tarafından Rumlardan alınmıştır. Bu bey, şimdiki Beytepe mahallesinde büyük bir Pazaryeri kurdurmuştur. Bu ünlü Pazar, zamanla beyin adının sonundaki Hezar kelimesini unutturmuş ve Hezar kelimesinin yerini Bey sözcüğü almıştır. Böylece ilçenin adı Beypazarı olarak değiştiği tahmin edilmektedir. İlçenin ilk yerleşim yeri Derbencik köyü mevkiiydi ve zamanla İnözü Vadisi ve etrafına doğru genişlemiştir.

Beypazarı, Osmanlı Devletinin idaresine geçtikten sonra günümüzde Bursa il sınırları içinde kalan Hüdavendigar Sancağına bağlı bir belde haline gelmiştir. 1863 yılından itibaren Ankara Sancağına bağlı bir ilçe haline getirilmiştir. İlçede birçok doğal turizm varlığı yer alır.

İnözü Vadisi, doğal bitki örtüsü ve kültürel kalıntıları ile göze çarpar. İki tarafı balıksırtı görünümünde yükselen dik kayalardan oluşan vadi, doğaseverler için çok çekici bir mekândır. Bu vadinin yamaçlarındaki sarp kayalıklarda yer alan mağaraların eski yüzyılların ürünü olduğu ve o dönemlerde yörede yaşayan önemli kişilerin kıymetli eşyaları ile korunduğu mezarlar olduğu tahmin edilmektedir.