Seğmenlik diğer adıyla seymenlik geleneği aralarında yaşa bağlı bir hiyerarşi bulunan ve bununla sosyal ilişkilerini düzenleyen Ankara'ya özgü bir tür sosyal organizasyon geleneğidir. 

Bu organizasyonlara katılan kişilere ise seğmen denir. Seymen kelime anlamı olarak yiğit ruhlu ve atlı demektir. Seymenlerin kendine özgü kıyafet ve giyiniş biçimleri vardır.

Seğmenlik geleneğinin tarihsel kökenine ilişkin kesin bilgiler bulunmamaktadır. Ahilik geleneğinin, kent, kasaba ve köylerin olası saldırılardan korunması isteğinin ve yerleşim birimlerinde bir iç düzen sağlama amacının etkisi büyüktür.

Seğmenlerin kendi aralarında seçtikleri bir seğmen başı vardır. 15-16 yaşlarındaki seğmenlere “yeni yetme”, 35 yaşına kadar olanlara “delikanlı”, yaşlı seğmenlere “kart traş efe” denilmektedir.

Seğmenlerin kendi aralarında “Ferfene Toplantıları” düzenlerler. Bu toplantıda üyelere seğmenliğin iyilik, dürüstlük gibi nitelikleri ile sosyal hayata dair bilgiler aktarılır. Toplantılarda yemek yenir ve sohbet edilir. Müzik başladığında ise sohbet sona ererek divan havaları çalınmaktadır. Bir süre oyun yapıldıktan sonra Cezayir havasının başlamasıyla toplantı sona erer.

Seğmenler için kıyafet ve takı çok önemlidir. Özel günlerde giyilen bu seğmen kıyafetleri; Osmaniye işliği, camadanlar, altın veya gümüş sim işlemeli kanatlı cepkenler, sırmalı yelekler, diz bağları, tiftik çoraplar, yarım dizlikler, zıvgalar, önü harçlı, kadife veya çuha yelekler, İzmir yelekleri, sekiz gözlü hasır örgülü silahlıklar ve efe kuşaklarından oluşmaktadır. Yemeni adı verilen ayakkabılar, kep denilen başlıklar ve kefiye adı verilen ipek poşular, kıyafeti tamamlayan diğer unsurlardır. Bu kıyafetler seğmenliğin Ankara bölgesiyle özdeşliğinin de göstergelerindendir.

Günümüzde dahi Ankara’da bu gelenek ilk günkü gibi yaşatılmaktadır.