Manken, dizi oyuncusu. 1995, Hatay

Emre Dinler, 2018-2019’da Gülperi dizisinde Mesut, 2020 yılında rol aldığı Sol Yanım dizisinde Barbar karakterini canlandırdı. 2021- 2023 yıllarında Yasak Elma, Al Sancak gibi dizilerde oynadı. Yeni projelerde yer almayı sürdürmektedir.

 

Rol Aldığı Film ve Diziler:

 

Allah Yazdıysa Bozsun (Sinema Filmi 2022)

Al Sancak (Piyade Yüzbaşı Cengiz Uslu, TV Dizisi 2023)

Yasak Elma (Ömer, TV Dizisi 2021)

Sol Yanım (Barbar, TV Dizisi 2020)

Gülperi (Mesut, TV Dizisi 2018-2019)

Söz (Tahir Gümüş, TV Dizisi 2018)

Emre Dinler, 1 Ocak 1995 tarihinde Hatay’da doğmuştur. Türk dizi oyuncusu ve model.

Adı: Emre Dinler
Doğum Tarihi: 1 Ocak 1995
Doğum Yeri: Hatay
Boyu: 1.90 m
Kilosu: 78 kilo
Burcu: Oğlak
Göz Rengi: Yeşil
Kardeşleri: İki kardeşi var,

Ailesi:  Aile konusunda kendisini çok şanslı hissediyor. “Müthiş bir  ailede büyüdüm. Üç kardeşiz. Bir abim ve bir kız kardeşim var. Annem ve babam harika insanlar. Kendileri çok iyi eğitim almadıkları için bizim okumamızı çok istediler ve bu konuda her zaman önümüzü açtılar.

Çocukluk yılları: Çocukluğunu her zaman keyifli ve güzel hatırladığını söylüyor. Hatay’da yaşadığımız için de sokakta büyüdüm diyebilirim. O coğrafyanın insanı sıcakkanlı olur Akdeniz insanı, net olur. Ben de öyleyim. İstanbul’a ilk geldiğimde çok şaşırmıştım o yüzden. ‘Ben nereye düştüm ya?’ dediğimi hatırlıyorum. İnsanların kafasında hep bir hesap var. Hep bir menfaat kovalama hali var.  Hatay’da doğup büyüdüm. Sokak kültürüne çok hakimim o yüzden. Birçok şey yaşadım ve gördüm.”

Eğitim hayatı:  Muğla Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden mezun oldu.

Türkiye’de birçok marka ve modacı ile çalışıp, defile ve çekimlerde yer aldım. İlerleyen zamanda küçüklükten beri hayalini kurduğum oyunculuk mesleği için İstanbul’a yerleşip eğitimini almaya başladım ve halen de devam ediyorum. Yaşadığım bölgede bu işi yapan insan yoktu. Beni yönlendiren biri de yoktu. Dolayısıyla oyunculuk eğitimine yönelme şansım olmadı. Sosyoloji okudum zaten üniversitede. Bu işi yapan insanlara ‘Nasıl gelişiyor bu süreç?’ diye baktığınızda; Çağatay Ulusoy, Kenan İmirzalıoğlu, Kıvanç Tatlıtuğ gibi örnekleri görüyorsunuz ki hepsini de çok müthiş buluyorum bu anlamda. O yüzden ‘Neden olmasın ya?’  fikri geldi. Ama tabii sonra oyunculuk eğitimi aldım ve hala almaya devam ediyorum.

Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına 2018 yılında, ‘Söz ’dizisinde canlandırdığı ‘Tahir Gümüş’ karakteriyle başladı.

Hangi proje ile parladı? ‘Sol Yanım’ dizisinde canlandırdığı ‘Barbar’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.

Sosyal:  Oyunculuk ve mankenlik dışında boş zamanlarında izlemeyi, gezmeyi, araştırmayı ve keşfetmeyi seviyor. “Dünyada farklı kültürleri,  şehirleri ve tarihi yapıları görmeyi seviyorum.”

Düşünce yapısı: Pandemi sürecinde ciddi bir sorgulama süreci yaşamış. “Birçok sektörde olduğu gibi doğal olarak bizlerin de işlerini etkiledi. Uzun bir mola süreci oldu. Tabi ki bende bu süreci en verimli şekilde geçirmeye çalıştım. Daha fazla sorgulama ve düşünme süreci yaşadım. Kendi içime dönüp kendimi geliştirmeye odaklandım. Bununla birlikte kitap okuyup, film izleyerek geçen bir süre oldu. Artık inancım tam eski normale dönmek için kısa bir zamanımızın kaldığı fikri.”

Mutluluk kaynağı: Kendini ekranda ilk gördüğü anın hayatında en mutlu olduğu anlardan biri olduğunu söylüyor. “Bu meslek zor ve meşakkatli bir serüven. Eğitim süreci, projeler arası bekleme zamanı ve görüşmelerin olduğu dönem biraz da sabır isteyen zor bir dönem. İçinizde bu mesleğe dair bir sevgi ve hırs yoksa asla yapılacak bir meslek değil. İçerisinde fazlasıyla emek ve sevgi barındırıyor. Tüm bu zorlu süreçlerden sonra sette bulunduğunuz ilk gün ya da kendinizi ekranda ilk gördüğünüz gün yapmış olduğunuz bütün çabanın mutluluğunu yaşıyorsunuz. Benim için de böyleydi. Kendimi ekranda gördüğüm ilk gün en mutlu olduğum andı.

Aşka bakışı: “Aşk benim için ucu sonu belli olamayan, mantığın işlemediği kalbinde bir heyecan, karnında da ufak bir ağrıyla geçen belirsiz bir dönem. Bir dönem diyorum çünkü geçici. Asıl olan sevgi. Ne yaşanılırsa yaşansın insanın içinde kalan tek şey sevgi oluyor. Aşk bence geçici bir şey. Hızlı bir kalp çarpıntısı, karında bir ağrı… Ama geçiyor mutlaka.  Asıl olan sevgi. O insanla paylaşımını alışkanlık haline getirmek, birlikte sıkılmadan vakit geçirebilmek… Yanında rahat olmak, özgür hissetmek, hiç kısıtlanmadan her anını istediğin gibi yaşayabilmek. Bunlar daha değerli bence. Ben herhalde birisine en fazla üç ya da beş ay aşık kaldım. . O kalp çarpıntısının ömrü o kadar ama zaten. Sonra devreye başka şeyler giriyor. Kısa bir dönem aşk acısı çekmiş olabilirim.”

Muhabir: Haber Merkezi