Mehmet Emir Aksoy, Patrikhane tartışmalarını ve Washington’da düzenlenecek etkinliği kaleme aldı.
Aksoy, yazısında, önümüzdeki günlerde ABD’de yapılacak olan “The Plight of the Ecumenical Patriarchate in Turkey” başlıklı toplantının, ilk bakışta dinî özgürlükler çerçevesinde sunulsa da, arka planında siyasi ve jeopolitik hesapların bulunduğuna dikkat çekti.
Türkiye’nin Lozan Antlaşması ile Patrikhane’nin statüsünü net biçimde tanımladığını hatırlatan Aksoy, “Patrikhane yalnızca İstanbul’daki Rum Ortodoks cemaatiyle sınırlıdır. Buna rağmen ekümeniklik iddiasının yeniden gündeme getirilmesi, bir hak arayışından çok Türkiye’nin egemenlik haklarının sorgulanması anlamına gelmektedir” değerlendirmesinde bulundu.
Aksoy, yazısında ayrıca ABD’deki Yunan diasporası ve lobi çevrelerinin bu tür etkinlikleri sık sık “din ve vicdan özgürlüğü” başlığı altında gündeme taşıdığını, ancak gerçekte bunun Doğu Akdeniz, enerji güvenliği ve Ortadoğu gelişmeleri bağlamında Türkiye’ye yönelik bir baskı unsuru olarak kurgulandığını vurguladı.
Türkiye’nin tüm vatandaşlarının haklarını güvence altına alan güçlü bir hukuk düzenine sahip olduğunu hatırlatan Mehmet Emir Aksoy, meselenin aslında bir hak ve özgürlük meselesinden çok, uluslararası ilişkilerde yürütülen algı yönetimi olduğuna işaret etti.
Aksoy, yazısının sonunda ise şu ifadeye yer verdi:
“Bu konuyu iç politika tartışması gibi görmektense, uluslararası hukuk ve diplomasi sahnesinde dikkatle yönetilmesi gereken bir dosya olarak ele almak gerekir. Türkiye’nin köklü hukuk geleneği ve diplomasi tecrübesi, bu tür girişimlere yanıt verecek güçtedir.”