Yerli sanayici iş insanları derneği yönetim kurulu başkanı Necmettin Uzun'la Medya Ankara Genel Yayın Yönetmeni Bayram Polat'a konuştu.
Aynı zamanda Netelsan AŞ Yönetim Kurulu Başkanı olan Necmettin Uzun, Dernek hakkında bilgiler verdi.
Necmettin Uzun Yerli sanayici iş insanları derneği "Yeni kurulan bir dernek. Neyi amaçladınız? Neden böyle bir isim seçtiniz? " sorularına şu yanıtları verdi;
Bu ismi seçmemizdeki en önemli sebep otuz otuz beş yıldır ben sanayiciyim. Otuz beş yıllık sanayicilik döngümüzde de Türkiye'de yerli sanayinin, yerli markanın noktasında sorun olduğu, bu sorunlar sebebiyle de yabancı markaların tercih edildiği noktası Toplum tarafından böyle bir algıyla yönetilmekteydi. Tabii otuz beş yıllık sanayiciliğimizin neticesinde şu andaki fabrikamızda tamamı yerli olmak üzere sıfırdan kutu hariç her şeyi üretir halde bir sanayiciyim ben. Ne üretiyorsunuz diyorsanız. İşte Görüntülü diyafondan, anahtar pirizine, hırsız alarmı, yangın alarmı, işte acil aydınlatma gibi bir inşaat sektörünün yüzde seksen zayıf akım ürünlerini üretiyoruz Bunu niye söylüyorum? tabii otomatikman bayiler kanalıyla Türkiye genelinde satış ve bayi organizasyonu olan bir firma olduğumuz için bu tür satışlar esnasında sürekli bunlar müteahhitler olur. Yeri geldiğinde kamu kuruluşları olur birçok kurum, kuruluşta da yabancı markaların öncelikli tercihinde olduğunu son senelerde daha fazla ağırlıkta görüyorum ben. Sonuçta bizim en büyük problemimiz üretmekse artık Türkiye üretiyor. Türkiye son yirmi yirmi beş yılda ciddi bir üretim teknolojisine ulaşmış durumda Ki şu anda savunma sanayine geldiğimiz noktayı tartışmıyorum bile. E savunma sanayinde böyle bir duruma gelmişsek ki bu hakikaten çok yüksek teknoloji bunlar. Bizim ürettiğimiz anahtar prizin anormal yüksek teknolojisi yok. Bugün bir Alman, bir Fransız, bir İtalyan, bir anahtar prizi ne kadar iyi yapabilirse on katı iyi yapar düzeydeyiz. Ha bunu nasıl yapıyorsunuz diyorsanız artık teknoloji var. Bugün cep telefonuyla veya bir Google'a veya işte bir internet kanalıyla bir ürünün tepeden tırnağa A'dan Z'ye Perfect yani mükemmel bir üretimin nasıl yapıldığını herkes görebiliyor. Herkes de üretir durumda Ya bundan mütevellit de şu anda bizim ürettiğimiz ürünlerin tamamı dünya standartlarında, Avrupa standartlarında kalite ve belgeleri olduğu halde bir gidiyoruz, ya Alman markası olsa daha iyi olur mu bir bakıyoruz kurum kuruluşlarda biz İtalyan markasını onayladık. Niye kardeşim? Ya onlar daha mı iyi acaba? Gibi şaşırtıcı olaylarla karşılaşıyoruz. Bu yüzden de bu ülkede şu an son yirmi beş otuz yılda sanayi kurumları var. Bugün bizim fabrikamızın bulunduğu alanda da bir sürü yerli üretici var. Yani bu jeneratörü de tutun elektrik süpürgesinden tutun onlarca yüzlerce yerli marka var. Sırf ismi yüzünden yabancı markalardan yeri yeri geliyor, geride kalmak zorunda kalıyorlar. Niye? yabancı markanın daha iyi olduğu düşüncesi haiz. Bu olabilir. Ama devir değişti. Zaman değişti. Teknoloji değişti. Belki bir kırk elli yıl önce bu ülkede yabancı markaların kalitesi noktasında Bir şey demeyebilirdik ama Türkiye artık sanayileşti ya. Biz her şeyin en iyisini yapar düzeydeyiz. Dünya standartları belgelerinde yapar düzeydeyiz. Bu yüzden de Türkiye'nin bugün gelmiş olduğu ekonomik kriz noktasında e bir bakıyorsunuz Ithalatta patlama var. Cari açığımızın rakamlarına bakıyorsunuz. Cumhuriyet tarihinin rekorlarını kırıyor. Bunun sebebi ne? Ithalat. Ha diyecekler ki enerji açığı bugün Almanya'nın bugün Fransa'nın petrol doğal gaz diye bir kaynakları yok. Bu adamlar sanayileşerek dünyaya mal satıyorlar. Yani Türkiye bugün yerli markayı tercih ederek birçok ürün grubunda, bu bizim ürün gruplarımız da olabilir. Dediğim gibi kapıdan pencereye süpürgeden Ne bileyim işte hırsız alarmdır, anahtar prizdir gibi binlerce ürün grubunda kalitesi ispatlanmış belgeleriyle onaylanmış markalar kullanılmış olsa bu kadar ithalat ve cari noktada sıkıntı çekmeyeceğiz. Bir ülke bültenin gücü sanayisinin büyüklüğünden geçer. E sanayimizin büyüklüğünü sağlamakta kimin vazifesi? Vatandaşın vazifesi. Vatandaş ne diyor? Işte ayak pahalandı. Vatandaş ne diyor? Ya işte bizim ekonomimizin çok iyi durumda olması lazım. Ekonomimizin iyi durumda olmasının birinci milliyetçiliğin noktası yerli marka kullanmak kardeşim. Yerli marka kullandığınız zaman ekonomimiz bu kadar açık vermeyecek, bu kadar dolar ihtiyacı hissetmeyeceğiz kendi markamızdaki gücümüzle biz kendi ülkemizde birçok noktada gelişmiş hale döndüğümüzde yurt dışına da malımızı ihraç ederken daha özgüvenli olacağız. Yani buradan mütevellit birçok yerli sanayici iş insanları bu konuda serzenişleri var, şikayetleri var. Toplumun bu konuda bilinçlendirilmesi gerekiyor. Bir farkındalık yaratmamız gerekiyor. Çünkü bir arkadaş, dost veya bir STK toplantısında mutlaka üretmeliyiz. Mutla yerli olmalı. Mutlaka milli olmalı. bunları yapıyoruz kardeşim. Bir bakıyorsun yerli bir müteahhit. Yabancı marka seçiyor binasına. Sebep ne? Ya daha yabancı marka daha mı iyi? Ya bu kadar yabancı markaların son üç beş senede bahsettiğimiz markaların ülkeleri. Her noktada bize ambargo koymuş durumda. Kardeşim her noktada ambargo koyan adamın hiç fark etmez ne olduğu. Dediğim gibi çok basit ürün de olabilir kamerada olur, bilir, kapıda olabilir, pencerede olur, ne bileyim yani milyonlarca jeneratör de olabilir, yüzlerce ürün grubu var. Bu noktalarda o hassasiyeti toplumun göstermesi lazım. Bugün bir Alman'a bir Fransız malını satamazsınız, bir Fransız'a, bir Alman malını satamazsınız Bir Fransız'ı Almanca konuşturamazsınız. Bir şey Alman'a da Fransızca konuşturamazsınız. Gidin Alman İngilizce konuşmaz. Ya müthiş bir muhafazakarlık var bu Avrupa ülkelerinde. Kendi ürünlerine karşı inanılmaz bir hassasiyet var Şöyle bir örnekle lafımı toparlayayım. Almanya'da yaşanılmış bir öykü. Almanya'da bir tane bayan çocuğu oluyor. Alışverişe çıkıyor. biz çocuk arabası alacak. Iyi diyor bir bakıyor. Çin malı üç yüz euro. Alman malı da altı yüz euro kafası karışıyor bayanın. Gidiyor babasını açıyor. Ya baba diyor sen de diyor fikrini alayım ben diyor. Üç yüz avroya diyor Çin malı çocuk arabası var diyor. Altı yüz avroya da diyor Alman çocuk arabası var diyor. Sakın kızım ha diyor Bugün diyor üç yüz liraya aldığın Çin arabası diyor bizim altı yüz euro'ya üretilen diyor Alman çocuk arabası fabrikasını kapattırır diyor. Bu yüzden de ilk önce kendi ekonomimizi düşüneceğiz diyor.