Oruç Gazi ve Kırmızı Ebe Türbelerinin bulunduğu Taşlıca Mahallesi'ne, Akdoğan'dan ayrılan 5 km'lik bir yol ile gidilir.
Buradaki Oruç Gazi ve Kırmızı Ebe türbeleri ile Yalak Taşı ve Gelin Kayası hakkında birçok menkıbe ve rivayet bulunmaktadır.
Oruç Gazi ve Kırmızı Ebe, Anadolu'nun İslam- Türk ülkesi haline gelmesinde büyük emeği geçen Horasan Erenlerindendir. Bu Erenler, Derviş Gazi olarak da anılan Türk ordularından önce gelip, Diyar-ı Rum olarak bilinen bu topraklara yerleşmişlerdir.
Anadolu'nun İslam-Türk ülkesi haline gelmesi için önceden başlatılan seferlere devam eden Anadolu Selçuklu Devleti Hükümdarı Alâaddin Keykubat, Başköy Rum kalesini fethetmek amacıyla Taşlıca köyüne uğrar. Köyde, yıllar önce yerleşmiş olan kadın Erenlerden Kırmızı Ebe ve Oğlu Oruç yaşamaktadır. Kırmızı Ebe, Türk askerlerini karşılar ve onlara ayran ikram etmek ister. Yayıkta yeni çalkalanmış taze ayranı, oradaki taş oluğa döker. Bütün askerler, hem ayran içmek hem de kaplarını doldurmak için sıraya geçer. Herkes ayran içip kabını doldurduğunda, taş oluktaki ayran hiç tükenmez. Bu olay, Kırmızı Ebe'nin evliyalardan biri olduğunu ve bu kerametin Allah tarafından verildiğini kesin bir şekilde gösterir.
Bu arada, ayran içip kaplarını dolduran askerlerle Kırgız Ebe arasında şu diyalog yaşanır:
-Doldurun Gazilerim,
-Doldur Ana,
-Doldurun yavrularım,
-Ana,dolu,
Bütün bir orduyu, bir bakraç ayran ile doyurduğu, Sultan’ın kulağına gider ve Kırgız Ebe’yi huzuruna davet eder. O’nda gördüğü keramet ile etkilenir ve çevre toprakları oğlu Oruç Gazi’ ye yurt olarak bağışlar. Buna dair Kırmızı Ebe‘ye bir berat verir. Kırmızı Ebe’nin türbesi köyün doğu çıkışında bir tepe üzerinde olup 2001'de hayırsever bir vatandaş tarafından restore edilmiştir.
Oruç Gazi Türbesi:
Kırmızı Ebe’nin oğlu olan Oruç Gazi’nin türbesi köyün batı ucundaki diğer mezarlığın içinde bulunur. Türbede Oruç Gazi’den başka onun ailesine ait olduğu sanılan üç mezar daha vardır. Eski ve virane haldeki türbe, 2001 yılında klasik Selçuklu tarzında restore edilmiştir.