Gazeteci Adem Kocatürk, kaleme aldığı köşe yazısında Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Falih Rıfkı Atay gibi usta yazarların eserlerinden yola çıkarak Ankara’nın sosyal ve kültürel değişimini ele aldı. Tacettin’den Cebeci’ye, Yenişehir’den Bahçelievler’e uzanan bu dönüşümü, romanların ve hatıraların izinde anlattı.

Başkent Ankara’nın geçmişten bugüne uzanan hikâyesini edebiyat penceresinden okumak isteyenler için Karamandan.com Genel Yayın Yönetmeni Gazeteci Adem Kocatürk’ün “Ankara’yı Anlamak: Ustaların Gözünden Başkentin Dönüşümü” başlıklı yazısı, edebi ve tarihi bir yolculuk sunuyor.

İşte o yazı:

Ankara’yı Anlamak: Ustaların Gözünden Başkentin Dönüşümü

Ankara… Bir zamanlar bozkırın ortasında, kervan yollarının kesiştiği küçük bir Anadolu kasabasıydı. Sonra tarih sahnesine büyük bir iddiayla çıktı. Bir milletin kurtuluşuna tanıklık etti, bir cumhuriyetin doğuşuna beşik oldu. Peki, bu değişimi en iyi kimler anlatabilirdi? Elbette ki o günleri yaşamış, Ankara’yı iliklerine kadar hissetmiş edebiyatçılar…

Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun kalemi, 1930’ların Ankara’sını sokak sokak, mahalle mahalle gezdirir bize. “Ankara” romanı sadece bir şehir anlatısı değildir; bir başkentin inşasını, bir milletin ruhunu, savaşın küllerinden doğan yeni bir kimliği anlatır. Etlik’te, Keçiören’de bağ evlerindeki sohbetlere kulak verirken; Tacettin, Cebeci ve Yenişehir mahallelerinde ise kentin sosyal dokusunu ilmek ilmek işler.

Ama Ankara sadece Yakup Kadri’nin gözünden anlatılmadı. Ahmet Hamdi Tanpınar, o büyülü üslubuyla “Beş Şehir” kitabında başkenti adeta kişileştirir. Onun kaleminde Ankara, bir taşra kasabasının ulusal bir kimliğe evrilişinin metaforudur. Hele ki Ankara Kalesi’ni tasvir ettiği satırlar… O kaledeki taşlar sanki geçmişin sırlarını fısıldar bize.

Ve tabii ki Falih Rıfkı Atay… Kalemiyle Cumhuriyet’i inşa eden isimlerden biri… “Zeytindağı”, “Çankaya” ve gazete yazılarında Atatürk’ün Ankara’yı nasıl başkent yaptığını anlatırken, Bahçelievler’in ilk yıllarına dair gözlemleriyle de bu şehrin gelişimine dair kıymetli anılar bırakır. Bahçelievler’in o tek katlı, bahçeli evlerini hayal etmek bugün zor ama Atay’ın satırlarında hepsi capcanlıdır.

Üç Mahallede Üç Ayrı Dünya

Tacettin Mahallesi… Cumhuriyet’in ilk yıllarında şehrin en önemli yerleşim yerlerinden biri. Bugün Altındağ sınırları içinde yer alan bu mahallede bir zamanlar Mehmet Akif Ersoy’un Tacettin Dergâhı’nda kalıp İstiklal Marşı’nı yazdığını hatırlamak bile insanı heyecanlandırıyor. Geçmişin izlerini taşıyan bu bölge, şimdilerde turistik bir çekim merkezi haline gelse de, Yakup Kadri’nin romanındaki ruhunu hala koruyor.

Cebeci… Bir zamanlar Ankara’nın memur mahallesi… Bugün Çankaya ve Mamak’ın bir parçası olsa da, o günlerde Samanpazarı’ndan At Pazarı’na, oradan Cebeci’ye uzanan bir dönüşüm hattıydı burası. Mimar Jansen’in şehir planında önemli bir yer tutan bu mahalle, Ankara’nın modernleşme sürecini gösteren en önemli örneklerden biri.

Ve Yenişehir… Ankara’nın yükselen yıldızı… Kızılay’dan Kavaklıdere’ye uzanan bu bölge, apartmanların, resmi binaların hızla yükseldiği, Avrupaî bir şehre dönüşümün en somut kanıtı. Yenişehir, 1930’ların Ankara’sında yüksek gelirli kesimin gözde bölgesiydi. Bugün bile Çankaya ve Kızılay’ın modern yüzünü düşündüğümüzde, Yakup Kadri’nin Yenişehir’i neden bu kadar önemsediğini anlayabiliriz.

Ankara: Sabır ve Direnç Şehri

Yakup Kadri, “Ankara” romanında şehrin değişimini sadece binalarla değil, insanlarla anlatır. Yeni neslin spor, sanat ve tiyatro ile ilgilenmesini ülkenin kalkınma sürecinin bir yansıması olarak görür. Ulus ve Anafartalar’da yaşanan büyük yangınlardan, şehrin küllerinden yeniden doğuşuna kadar her detayı romanına işler. Bugün bizler, o dönemden kalan izleri gördüğümüzde sadece bir şehri değil, bir milletin yeniden doğuş hikayesini de hatırlamalıyız.

Ankara, tıpkı Yakup Kadri’nin dediği gibi, “bize tahammülü, sabrı, geceli gündüzlü çarpışmayı öğreten” bir şehir. O yüzden bu şehri anlamak için sadece sokaklarında dolaşmak yetmez; onu yazan büyük kalemlerin gözünden okumak da gerekir.

Âdem Kocatürk