TİGAD Hatay İl Temsilcisi Gazeteci Hüseyin Zorkun, yaşamın değerini ve sevdiklerimize duyduğumuz bağlılığı derinlemesine ele alan anlamlı bir yazı yayımladı. Yazısında, hayatın ne kadar kırılgan ve kıymetli olduğunu vurgulayan Zorkun, insanların sevdiklerine değer vermeleri ve her anı dolu dolu yaşamaları gerektiğini hatırlatıyor. "Ölüm takvim kullanmıyor" diyerek, sevdiklerimize zaman ayırmanın ve onların kıymetini bilmenin önemini ön plana çıkarıyor.
Hayat, Sunulan En Büyük Armağan
Hayat, bize sunulan en büyük armağandır. Her nefes aldığımızda, aslında yeni bir umuda kapı aralarız. Ancak çoğu zaman bu kıymetli anların değerini, acı kayıplarla yüzleşene kadar fark etmeyiz. Oysa yaşam, bir defalığına sahiplendiğimiz ve ne kadar süreceğini bilmediğimiz bir yolculuktur. “Uyuyup da, uyanmamak” ihtimali, bir sabah hiç beklemediğimiz bir haberle karşılaşma gerçeği, hepimize hayatın ne kadar pamuk ipliğine bağlı olduğunu hatırlatır.
Çoğu zaman, uyanıp da aradığımız kişileri bulamamak endişesi içimize işler. İşte bu yüzden sevdiklerimize zaman ayırmak, onların gönüllerini hoş tutmak, bir “Nasılsın?” mesajı atmak, bir telefon açıp seslerini duymak belki de yapabileceğimiz en büyük iyiliktir. Çünkü insan, hayat yolculuğunu tek başına sürdürürken bir noktada eksik kalır; onu bütünleyen şey sevdikleriyle paylaştığı anılardır.
Sevdiklerinize Sımsıkı Sarılın
Günlük koşuşturmanın içinde, sorumluluklarımızın peşinden giderken, zamanın nasıl geçtiğini çoğu kez fark edemiyoruz. Sanki sonsuz bir vakte sahipmişiz gibi erteliyoruz; bir dostun hâlini sormayı, ailemize sarılmayı, sevdiğimiz insana içten bir söz söylemeyi… Oysa ölüm, kimseye önceden haber vermez; “takvim kullanmıyor” demiş ya hani. Bazen uykudan uyanmamak kadar ansızın gelip kapımızı çalabilir. Bu yüzden bekletmemek gerekir sevgimizi, ilgimizi, şefkatimizi.
Hayatın Güzelliklerini Yaşamak
Yaşamak, sadece nefes alıp vermek değil; aynı zamanda hissetmektir. Güzellikleri görmek, paylaşmak, küçük mutluluklara sıkı sıkı sarılmaktır. Baharın getirdiği çiçeklerin kokusunu içimize çekmek, bir fincan çay eşliğinde dostla edilen sohbetin tadına varmak, belki sevdiğimiz bir şarkıda kendimizi bulmak… Bunlar bize sunulmuş küçük ama çok değerli hediyelerdir.
Bazen “İyi misin?” diye sorulan bir soru, “Yanındayım” diyen bir dost sesi, insanın yaralarını iyileştirir. Yalnız olmadığımızı hatırlamak, kalplerin birbirine dokunduğu anları çoğaltmak bizi hayata daha sıkı bağlar. Bu bağ, sadece sevdiklerimizle geçirdiğimiz anlarda güçlenir.
İhmal Etmeyin, Geç Kalmayın
Gün gelir, sevdiğimiz insanların gözlerindeki ışıltıyı, kalplerindeki sıcaklığı bir daha göremeyebiliriz. Hayatın doğal akışı, doğumla başlar ve ölümle son bulur. Arada kalan süreyi nasıl değerlendirdiğimiz, dünyada bıraktığımız iz kadar, kendi gönül rahatlığımız için de önemlidir. İhmal ettiğimiz her dakika, sevdiklerimizle paylaşabileceğimiz bir mutluluğun elimizden kayıp gitmesi demektir.
Bu yüzden bazen küçük bir mesaj, bazen içten bir sarılma, bazen de “Seni seviyorum” cümlesi hayatın akışını değiştirecek kadar güçlü olabilir. Bu sözler, en çok da yarınlarımızın garantisi olmadığı gerçeğini kabullendiğimizde anlam kazanır.
Son Söz: Her Anı Kıymetli Kılın
Hayatın kıymetini bilmek, her gün yeniden uyanırken şükretmeyi hatırlamak demektir. Sevdiklerimize zaman ayırmak, ihmal etmeden arayıp sormak, varlıklarıyla hayatımızın ne kadar zenginleştiğini fark etmek ve bu değeri onlara da hissettirmektir. Çünkü ölüm, kimseyi beklemez; her an gelebilir. Bu bilinçle hareket ettiğimizde, yaşayacağımız her anı daha anlamlı kılabiliriz.
Kıymet Bilin, Sevgi Paylaşılınca Çoğalır
Kalplerinize değen, size hayatta değerli olanları bir kez daha hatırlatan bu satırlar, umarım size ilham olur. Unutmayın, sevgi paylaşıldıkça çoğalır, mutluluk paylaşıldıkça derinleşir. Kıymet bilin; çünkü başka bir hayata değil, bu hayata sahibiz.
“Ölüm takvim kullanmıyor, bu yüzden sevdiklerimize sımsıkı sarılalım.”