Ankara'nın Altındağ ilçesinde bulunan Augustus Tapınağı, tahminen MÖ 25-20 yılları arasında inşa edilmiş bir tapınaktır.

Tapınağın, daha önce Frig tanrıları Kibele ve Men'e adanmış fakat zaman içerisinde yıkılmış olan bir kutsal mekanın üzerine inşa edildiği düşünülmektedir. Tapınak, son Galat hükümdarı Amintas'un kızı Pilamenes tarafından Roma İmparatoru Augustus adına bir bağlılık nişanesi olarak yaptırılmıştır.

Yıllar içerisinde birçok depreme ve çevresel etkene maruz kalan tapınağın duvarları büyük oranda yıkılmış ve içinde bulunan yazıtlar zarar görmüştür. Ancak Dünya Anıtlar Fonu'nun 2002 ve 2004 yıllarında yayımladığı listelerde tapınak da dahil edilerek restorasyon çalışmaları başlatılmıştır. Amerikalı hayırsever Robert W. Wilson'ın bağışladığı para ile Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Orta Doğu Teknik Üniversitesi ortak bir çalışma gerçekleştirerek hasar tespit çalışması yapmıştır. 2007 yılında ise Kress Derneği'nin Avrupa Koruma Programı çerçevesinde bir toplantı düzenlenerek tapınağın yüzeyinde meydana gelen aşınmaların ilerlemesi ve mücadele edilmesi gerektiği konusunda fikir alışverişi yapılmıştır.

Ayrıca bakanlık tarafından tapınağa özel bir birim oluşturulmuş ve Ankara Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde alanın imar planı çıkarılmıştır. Augustus Tapınağı, tarihi ve kültürel önemi nedeniyle koruma altında tutulan bir yapıdır ve Ankara'nın önemli turistik mekanlarından biridir.

Yapılan arkeolojik araştırmalar ve yabancı seyyahların bıraktıkları gravür ve betimlemeler sayesinde, tapınağın dikdörtgen planlı ve etrafı sütunlarla çevrili bir yapı olduğu belirlenmiştir. Sütunlar uzun duvarlarda on beşerli, kısa duvarlarda altışarlı gruplar halinde yan yana sıralanmıştır. Ayrıca binanın ön kapısında dört, arka cephesinde de iki tane sütun yeri olduğu tespit edilmiştir. Binanın orijinal yapısının Frig tanrıları Kibele ve Men'e adanmış bir kutsal mekan olduğu düşünülmektedir. Tahminen MÖ 25-20 yılları arasında Roma İmparatoru Augustus adına Pilamenes tarafından bir bağlılık nişanesi olarak yeniden yapılandırılmıştır. 5. yüzyılda Bizans İmparatorluğu döneminde cephelere pencereler açılmış ve bir kilise haline getirilmiştir. Günümüzde yalnızca iki yan duvarı ve işlemeli kapı kısmı ayakta kalmıştır.