Gazi Üniversitesi doktora öğrencisi, Azerbaycan'lı araştırmacı, gazeteci, yazar Şehla Aslan, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar ile röportaj yaptı.
Rektör Ünüvar'ın samimi cevaplar verdiği röportaj Azerbaycan'da bazı gazete ve dergilerde yayınlandı.

İŞTE O RÖPORTAJ:
- Sayın Prof. Dr. Necdet Ünüvar, öncelikle röportaj talebimi kırmadan kabul ettiğiniz ve zaman ayırdığınız için teşekkürlerimi sunarım. Dilerseniz sorulara başlayalım.
- Başlayalım...
- Doktor, Akademisyen, Aktif Siyasetçi, Rektör… Bu kadar çeşitlilik barındıran bir geçmişi özetlemek mümkün mü bilmiyorum ama, yine de bize kısaca eğitiminizden ve kariyer hayatınızdan bahs etmenizi rica ediyorum…
6 Haziran 1960’ta Adana Ceyhan doğumluyum. İlkokulu Adana’da, ortaokul ve Liseyi Mersin’de, Üniversiteyi Erzurum Atatürk Üniversitesinde tamamladım. Mecburi hizmetimi Tıp Doktoru olarak Mardin’de yaptım. Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesinde önce İç Hastalıkları ihtisasını ve daha sonra Endokrinoloji ve Metabolizma ihtisasını tamamladım. Atatürk Üniversitesi’nde 1996 yılında Doçent ve 2001 yılında Profesör kadrolarına atandım. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Başkanlığı görevini yürüttüm.
Bürokratik hayatımda önemli bir süreci temsil eden Sağlık Bakanlığı Müsteşarlığını 12.12.2002-08.05.2007 tarihleri arasında gerçekleştirdim. 23, 24, 25 ve 26. Dönemde Adana Milletvekilliği yaptım. Milletvekilliği dönemlerimde, Uyuşturucu ve Madde Bağımlılığı, Bilişim ve İnternet, Sağlıkta Şiddet komisyonlarına başkanlık, Kayıp Çocuklar komisyonlarına başkanvekilliği, 2 Komisyonda Üye olarak görev yaptım. 23. ve 24. Dönemde Plan ve Bütçe Komisyonu üyeliği yaptm. 24. Dönemde 31.01.2013 tarihinde Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanlığına seçildim. 26. Dönemde aynı Komisyon Başkanlığına bir kez daha seçildimm
Aynı zamanda 7 yıl Türkiye-Azerbaycan Dostluk Grubu Başkanlığı görevini büyük bir onurla üstlendim. Çalışmalarından dolayı 04 Haziran 2020 tarihinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev tarafından Azerbaycan’ın en büyük nişanı olan “Devlet Dostluk Nişanı” aldım. Özellikle Sağlık, Bilişim, Türk Dünyası ve bilhassa Azerbaycan ile ilişkiler ve Uyuşturucu ile mücadele alanında çok yoğun çalışmalar yaptım. Uyuşturucu ile Mücadele Kurul Başkanlığı ve Uyuşturucu ile Mücadele Yüksek Kurulu üyeliğinde bulundum
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile 9 Ekim 2018 tarihinden itibaren Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikalar Kurulu Üyeliğini sürdürmekteyim. 14.08.2020 tarihli 31213 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Ankara Üniversitesi rektörü olarak görev yapmaktayım.
-Sayın Rektörüm, Ankara Üniversitesi Türkiye’nin en çok tercih edilen Üniversitelerinden biri. Üniversitenizin durumu ve yeterlilikleri düşünüldüğünde, kurum hangi imkân ve özelliklere sahib? Üniversitenizin yaranma tarihi, faaliyeti hakkında okurlarımıza kısa bir bilgi verir misiniz?
1 Kasım 1937 tarihinde TBMM’nin açış toplantısında Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatı ile Ankara Üniversitesinin kurulmasına karar verilmiştir. Fakat; Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Fen Fakültesi, Tıp Fakültesi ve daha sonra Hukuk Fakültesi kurulmadan önce kurulan fakülteleridir. Osmanlı İmparatorluğu’nda kurulan fakülteleri ise, Veteriner Fakültesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi ve Ziraat Fakültesi’dir. Ankara Üniversitesinin diğer fakülteleri kuruluş yıllarına göre sırasıyla, İlahiyat Fakültesi, Eczacılık Fakültesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Eğitim Bilimleri Fakültesi, İletişim Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Mühendislik Fakültesi, Spor Bilimleri Fakültesi, Uygulamalı Bilimler Fakültesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Hemşirelik Fakültesi ve Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi’dir.
Ankara Üniversitesi, ön lisans, lisans ve lisansüstü öğrencileri ile başta Ankara merkezli 15 Büyük Yerleşke içinde eğitim vermeyi sürdürmektedir. Ayaş, Beypazarı, Elmadağ, Haymana, Kalecik, Kızılcahamam, Nallıhan’da bulunan Meslek Yüksekokulları ile 7 İlçe Yerleşkesinden ve diğer birimleriyle birlikte toplamda 36 Yerleşkeden oluşmaktadır. Üniversite 19 Fakülte, 14 Enstitü, 11 Meslek Yüksekokulu, Devlet Konservatuvarı, Yabancı Diller Yüksekokulu, Türkçe ve Yabancı Dil Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin de arasında olduğu 43 Araştırma ve Uygulama Merkezi ve Sürekli Eğitim Merkezi ile Türkiye’nin en büyük ve önde gelen üniversitelerinden biridir.
- Sayın Rektörüm, istihdam açısından Ankara Üniversitesi’nde eğitim almanın avantajları neler?
Ankara Üniversitesi, öğretim kadrosu, her biri kendi alanında deneyimli, önemli bir kısmı yurt dışında öğrenim görmüş ya da yurt dışında ders vermiş öğretim elemanlarından oluşan ve yüksek yayın potansiyeline sahip bir üniversitedir. Ankara Üniversitesinin 8.026 idari personeli; 1.121 Profesör, 364 Doçent, 280 Dr. Öğretim Üyesi, 2.165 araştırma görevlisi ve öğretim görevlisi olmak üzere toplam 4.320 akademik personeli bulunmaktadır.
Ankara Üniversitesinin 67.310’u Türk Uyruklu 4.578’i yabancı uyruklu olmak üzere toplam 71.888 öğrencisi bulunmaktadır. Ankara Üniversitesi öğrencileri “Çift Ana Dal” uygulaması ile kendi fakültelerinin yanı sıra başka fakültelerden de ders alarak ikinci bir lisans diplomasına sahip olabilmektedir. Öğrenciler, “Yan Dal” uygulaması ile de kendi lisans programlarına ek olarak başka bir programı izleyip sertifika alma olanağına sahiptir. Ankara Üniversitesi öğrencileri, seçkin yurt dışı üniversitelerle yapılan çift diploma programlarına katılabilmektedirler. Bu bağlamda, Erasmus +, Akademik İş birliği, Mevlâna ve benzeri programlarla öğrenci ve öğretim üyelerinin uluslararası hareketliliği, uluslararası ölçekte yürütülen ortak araştırma projeleri, yurtdışındaki üniversite ve araştırma merkezleriyle iş birlikleri yapılması ve uluslararası kongre ve çalıştay gibi etkinliklerin düzenlenmesi yoluyla üniversitenin uluslararasılaşma süreci etkin olarak yürütülmektedir.
Öğrencilerin kendilerini akademik olarak geliştirmenin yanı sıra sosyal, kültürel ve sportif etkinleri açısından kendilerini geliştirebilecekleri birçok alan bulunmaktadır. Üniversitesinde 230 öğrenci topluluğu bulunmaktadır. Bu topluluklar, yurt içi ve yurt dışında çeşitli yarışma, gösteri ve festivallere katılmaktadır. Her yıl Kültür Sanat Günleri kapsamında Tiyatro festivali, resim, heykel ve fotoğrafçılık gibi sanatın çeşitli dallarında çalışma yapmak isteyen öğrencilere de olanak sağlanmaktadır. Ankara Üniversitesi öğrencilerinin faydalanabileceği Didim ve Ilgaz Tesisleri bulunmaktadır. Ankara Üniversitesi 13 müze ve 17 koleksiyon ile Türkiye üniversiteleri arasında ilk sıradadır. Ankara Üniversitesi öğrencileri eskrimden badmintona, dağcılıktan yüzmeye kadar çok geniş bir yelpazede spor yapabilme olanağına da sahiptir.
- Bir az da Üniversite’nizde öğrencilere sunulan akademik ve teknolojik imkanlardan bahs etmenizi rica edeceğim…
Üniversitemiz Erasmus Uluslararası Değişim Programları kapsamında öğrenim ve staj hareketlilikleri ile yurtdışına en çok öğrenci gönderen üniversitedir. Uluslararasılaşma konusundaki diğer öncelikler
● Ankara Üniversitesinin Programa dâhil 29 ülke ve 298 farklı yükseköğretim kurumu ile 553 anlaşması bulunmaktadır.
● Ankara Üniversitesinin dünyadaki diğer üniversitelerle imzaladığı karşılıklı akademik iş birliği protokollerinin sayısı 205’dir.
● Ankara Üniversitesi çatısı altında 132 ülkeden yaklaşık 4.578 yabancı öğrenci eğitim görmektedir.
● Ankara Üniversitesinin 24 lisans programında İngilizce eğitim verilmektedir.
● 26 yüksek lisans programı ve 5 doktora programının eğitim dili İngilizce’dir.
● Lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde 24 ayrı dil programı mevcuttur.
● Ankara Üniversitesinde 70’in üzerinde yabancı öğretim üyesi görev yapmaktadır.
● Ankara Üniversitesi, UNICA ( Avrupa Başkent Üniversiteleri Birliği) üyesi olarak Türkiye’yi ve Üniversitemizi Avrupa’da temsil etmektedir.
● Yabancılara Türkçe öğretmek amacıyla 1984 yılında kurulan TÖMER’de Türkçe dışında İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Bulgarca, Japonca, Yunanca, Osmanlıca, Korece, Çince, Arapça ve Asya Türki dillerinde kurslar verilmektedir.
- Sayın Rektörüm, malum, pandemi dönemi şartları ile birlikte hem öğrenciler hem de eğitimciler oldukça zor durumlardan geçti. Sizin bu dönemde yönetim açısından karşılaştığınız zorluklar oldu mu? Bu dönemde eğitim sürecini aksatmamak adına hangi addımları attınız?
Covid-19 küresel salgını, insanların ve kurumların yaşamını ve iş yapış şeklini önemli ölçüde değiştirdi. Covid-19’un etkisiyle sürdürülebilir teknoloji kullanımının yaygınlaştığı yeni bir döneme geçiş aşaması olduğu söylenebilir. Teknoloji ile ilişkimiz arasına sınır koyma ihtimalimiz, Covid-19 salgın süreci ile ortadan kalmıştır. Her kurumda dijital teknolojilerini güncellemeyenler, geliştirmeyenler bu dönemde başarılı olamadılar. Pandemi koşullarında her eğitim kurumları gibi üniversitemiz de uzaktan eğitim sistemini kurarak eğitim verdi. Pandemi dönemi bize teknolojininin önemini ve uzakları yakın eden önemli bir araç olduğunu hatırlattı. Küresel çağda teknolojiden vazgeçemediğimizi bir daha anladık. Ben yaptığım işlerde “etki ve iz bırakmayı kendime şiar edinen” bir yöneticilik anlayışını ilke edindim. Bu bağlamda Ankara Üniversitesi’nde var olan akademik birikimin gelişmesi ve yaygınlaşması bağlamında dijital gelişimleri izleyerek gelişmelere uygun adım atmayı önemsiyorum.
Ankara Üniversitesi’ne rektör atandıktan sonra yaptığım en önemli şey, üniversitenin tüm bileşenlerini dinlemek oldu. Covid- 19 döneminde çoğu zaman uzaktan dekanlarımızla, enstitü müdürlerimizle, yüksekokul müdürlerimizle ve uygulama ve araştırma merkezi müdürlerimizle bir araya geldik. Üniversitemizin varlık sebebi olan öğrencilerimizden uzak kaldığımız bugünlerde onlarla dijital sohbetler gerçekleştirerek onları desteklediğimizi, ihtiyaç ve beklentilerini önemsediğimizi ve üniversite kampüsünün onları beklediğini her fırsatta hatırlatıyoruz. Öğrencilerimizle yaptığımız dijital sohbetler esnasında öğrencilere söz verdiğimiz “Bahar ve Bilim Şenliği”ni geçenlerde öğrencilerin aktif katılımıyla gerçekleştirdik.
Devamında, Pandemi döneminde yaşananlar göz önünde bulundurularak gelecekte eğitime dair stratejiler tasarlanırken nelere dıkkat edilmesi gerekiyor? –sorarsam neler söylemek istersiniz?
Covid 19 salgını döneminin en büyük öğretisi teknolojinin, bilgi toplumuna geçişteki en etkili araca dönüştüğüdür. Öğrencilere bilgi edinme süreçlerinde verilen teorik bilgilerin, teknolojik gelişmelerle yenilenebilmesi ve sürdürülebilmesi için derslere ait beceri ve kazanımların teknoloji ile tümleşik uygulanması gerekmektedir. Öğretmenlerin değişen rolleri, 21. yüzyıl becerilerinin yanı sıra öğrenme stratejilerini kullanma, öğrenmeyi öğrenme, üst düzey bilişsel ve pedagojik beceriler edinmeleri günümüz koşullarında bir zaruret olarak karşımıza çıkmaktadır. Öğretim elemanlarımızın alan eğitimi uygulamalarında öğrencilerin derslere aktif katılabilmesi bilgi, tutum ve beceriyi aynı anda geliştirebilmesi için web 2.0 araçlarının kullanılması temel bir ihtiyaç, temel bir zorunluluk hâli doğurmuştur. Bu zorunluk üzerine Ankara Üniversite’sinin akademik birikiminin de yansıtabileceği dijital eğitim içerikleri üretme çalışmalarını yürütmek üzere “Dijital Eğitim Koordinatörlüğü” kurarak gerçekleştirmeye çalışıyoruz.
Eğitilmiş nitelikli insan gücünün işgücü piyasasında talep bulamamasının sebepleri arasında günümüzdeki mesleklerin değişimidir. Bu bağlamda üniversitemize dijital çağın gerekliliğini karşılayacak “Yazılım Mühendisliği”, “Yapay Zekâ Mühendisliği” ve “Bilişim Hukuku” gibi bölümleri Yükseöğretim Kurulu’nun onayı ile açtık. Bu bölümler 2022-2023 eğitim öğretim yılında öğrenci almaya başlayacaktır.
Türkiye’de ilk defa “NFT’ye Giriş” dersi Ankara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Temel Sanat Eğitimi Bölümünün genel sosyal seçmeli dersler havuzunda verilmeye başlandı. Üniversitemizde ayrıca arıcılık eğitimiyle ilgili sanal gerçeklik laboratuvarı ile VR gözlüklerle, günün 24 saati, yılın 365 günü arıcılık eğitimi verilebilmektedir. Ayrıca Anadolu Medeniyetleri Hitit tabletlerinin yapay zekâ teknolojisiyle günümüzde okunabilmesini sağlayan teknoloji Ankara Üniversitesi’nin kamu kurumu ile yaptığımı öncü teknolojik çalışmalardan biridir. Biz bunlarla öğrencilerimizi daha günün teknolojisine uygun olarak yetiştirmek istiyoruz. Üniversitenin bu çabalarını güçlü ve nitelikli öğretim kadrosu ve öğrencileriyle birlikte devletimizin farklı kurumlarıyla devam ettirmek en büyük çabalarımızın arasındadır.
- Müsaidenizle bir az da eğitim alanında yönetim, liderlik üzerine konuşalım… Hocam, okul lideri sadece okulu yönelten kişi midir? Yoksa okuldaki öğretmen, öğrenci ya da farklı birileri de bu rolü üstlenebilir mi? Okullarda okul liderlerinde yer alması gereken özelliklerden ve önerilerinizden biraz bahsederseniz çok memnun olurum.
Yöneticilik var olan insan gücü, donanım ve fiziksel yapı ile gereken hizmeti ve ürünü sunmaya çalışma çabasıdır. Liderlik ise okul veya eğitim kurumunun amaçlarına ve etkililiğine katkı sağlamak için grup üyelerini motive etme ve etkileyebilme yeteneğidir. Eğitim yöneticiliğini ben bir orkestra şefine benzetirim. Liderlik, eğitim kurumunda var olan kaynak ve fiziki donanımı yüksek performans ile kullanabilen insan gücü ile etkili sonuçlar çıkarabilmek için kurumu etkileyebilme sanatıdır. Burada yönetici ve liderlik arasındaki çizgi, kurumunu etkileyebilme derecesidir. Bilinçli bir öğretmen veya öğretim elemanı ve öğrenci eğitim kurumunda gerekli sorumlulukları yerine getirmektedir. Kurumunda çalışanları ve hatta paydaşlarının hareketlerini ve düşüncelerini etkileyebildiğin ve olumlu yönde değiştirebildiğin sürece yöneticinin liderliğinden bahsedebiliriz. Yönetici liderlik vasıflarını taşıyorsa çalışanların hedeflerini gerçekleştirme, istekli çalışma ve kapasitesini maksimum düzeyde kullanmaları için onları etkileme ve motive etme sürecini yürütebiliyor olmalıdır. Eğitim kurumlarında yöneticiliğin bir başka özelliği de karşılaştığı zorluğu fırsata dönüştürebilen ve farklı fikirleri bir araya getiren birleştirici bir unsur olmalıdır. Yönetici, insan gücünün farklılıklarına rağmen ortak bir gaye üzerinde nitelikli hizmet veya ürün çıkabilmelidir. Lider eğitim kurumlarında yol gösterici ve birleştirici bir unsurdur.
-Sizce, iyi bir yönetici nitelikleri nelerdir? Başarılı bir yöneticide olması gereken beceriler hangilerdir?
Öğrenmenin gücüne inanan, sürekli karşılıklı öğrenmeyi benimseyen ve iletişimi güçlü biri olmalıdır. Bilginin güç olduğunu kabul eden fakat bunun paylaşıldıkça çoğalacağına inanan kişiliğe sahip olanların iyi bir yönetici olabileceğine inanıyorum. Bir başka deyişle fikirlerin ve bilginin teoriden pratiğe geçtikçe anlamlı olacağına inanan yönetici başarılıdır. İyi bir yönetici, iyi bir dinleyici olmalıdır. Etkili dinleyici olabilmek için karşıdakinin dinlendiğini ve önemsendiğini hissetmesi gerekmektedir. Ayrıca benimle yolu kesişen herkesin bildiği gibi ben not alan, aldığım notları sistematik bir şekilde işleyen ve takip eden bir yöneticiyim. Not almayı etkili dinlemenin aracı olarak görmekteyim. Ayrıca kendi yöneticilik performansımı da aldığım notları gerçekleştirme durumuma göre izleyebiliyor ve öz değerlendirme yapabiliyorum.
- Hocam, Üniversite yönetiminde olmazsa olmaz denilecekler nelerdir? Rektörlük sürecindeki tecrübelerinizi aktarmanızı rica edeceğim.
Kurumların iyi yönetilebilmesi için, tutarlı, dengeli ve sürekli bir iletişime ihtiyaç vardır. Yönetişim kavramı benim yönetim ilkemi oluşturmaktadır. Yönetişim ilkesini benimseyen yöneticiler, bir sistem içerisinde katılımcılığı ana eksene alıp hep birlikte yönetimi esas almaktadır. Ben istişare etmeyi ve yerinde ziyareti önemseyen bir yöneticiyim. Size deneyimlerimden birkaçını oluşturan atölye çalışmalarından ve çay simit sohbetlerimizden bahsedeceğim. Yaklaşık 21 aydır Ankara Üniversitesi rektörüyüm ve bu yıl II. Atölye çalışmasını gerçekleştirdik. Atölye çalışmalarında her bir birimimizin iyileştirme alanı ve çözüm önerilerini bütün paydaşları ile tartışabildiğimiz ve çoğu zaman anında çözüm üretebildiğimiz toplantı ortamlarıdır. Tabi atölye çalışmalarının verimli ve etkili olması hem rektörlük hem de birimlerimiz ayrı ayrı uzun hazırlıklar yapmaktadır. Her birim kendi alanına ilişkin belirli iyileştirme alanlarının gerçekleştirme durumunu, geçekleştirmediyse nedenini ve başka bir çözüm önerisi üzerine tartışmalar yapmaktayız. Atölye çalışmalarına tüm birimlerin yöneticileri, bölüm başkanları, yönetim kurulu ve sekreterleri katılmaktadır. Ayrıca her birim geleceğe ilişkin planladıkları çalışmaları ve taleplerini de ilgili kurumlardan isteyebilmektedirler. Onların talepleri, bizim de ödevlerimizi ve gelecek yıla ilişkin çalışma planımızı oluşturmaktadır. Bu yapı ile her birimizi her yıl düzenli bir şekilde izliyor ve değerlendirebiliyoruz.
Çay simit sohbetleri ise her bir birimimiz ile sabahları sadece çay, simit ve Ziraat Fakültemizde üretilen birçok üründen biri olan peynir eşliğinde birimlerimizi yerinde ziyaret ilkesini gerçekleştirdiğimiz daha çok hasbihal ettiğimiz ortamlardan oluşmaktadır. Çay simit sohbetleri de birbirimizi yakından tanıma ve sosyalleşebilme anlamında oldukça faydalı olmaktadır.
- Sayın Rektörüm, Genç eğitim yöneticisi adayı arkadaşlarımıza tavsiyeleriniz nelerdir?
Bilim dünyasında hemen hemen her alanda çok yönlü bir dönüşüm yaşanmaktadır. Bilim dünyasındaki dönüşümü yakalamak üzere eğitim ülkeler için katalizör görevini üstlenmektedir. Bilim üretmesi, bilim insanı yetiştirmesi ve nitelikli insan gücü yetiştirmesi açısından eğitim kurumları özellikle üniversiteler, ülkenin kalkınmasında önemli bir role sahiptir. Öncelikle yöneticilerin eğitimin değişim ve dönüşüm gücüne inanarak işlerini yapmaları gerekmektedir. İyi örnekleri izlemeli, kendi kültürümüze ters düşmeyen ama faydalı olacak çalışmaları gerçekleştirme çabaları olmalıdır. Bu bağlamda eğitim yöneticisinin hem kendisine hem de kuruma vereceği en önemli görevi hedefinin olmasıdır. Söz konusu hedefi gerçekleştirmek için de planı olmalıdır. Hedefini gerçekleştirmek üzere kendi kurumundaki paydaşları da katarak birlikte planını gerçekleştirmeye çalışmalıdır.
-Son olarak, sayın Rektörüm, görev sürenizin bitimine kadar neler yapmak istiyorsunuz? Yani üniversitenizin geleceğe dönük perspektifi, stratejisini öğrenmek istiyorum. Ayrıca, Azerbaycan’a yönelik projelerinizden bahsetmenizi rica ediyorum.
Ankara Üniversitesi öğrencilerinin üniversitemizi tercih etmenden önce, üniversitemizde eğitimine devam ederken ve mezun olduktan sonra olmak üzere üç aşamada izlemeyi planlıyoruz. Ülkemizdeki her köklü üniversite de olduğu gibi Ankara Üniversitesinde de güçlü akademik kadrosunun sürdürülebilirliği konusunda genç akademisyenlerin istihdamını sağlamak üzere çabalarım sürmektedir. Ankara Üniversitesindeki akademik kadro ters piramit şeklinde ve söz konusu durum ilerde sorun olabilmesini ortadan kaldırmayı önemsiyorum. Teknolojik çağın gerektirdiği iyileştirmeleri takip etmeyi ve bu yenilikleri üniversitemize taşımaya ilişkin hedeflerim bulunmaktadır. Kamu kurumları, yerel yönetimler ve sanayi-ticari odaları başta olmak üzere Sivil Toplum kuruluşlarıyla etkin iş birliklerini artırmaya yönelik çabalarım bulunmaktadır. Bütün fakültelerin ve hatta kamu kurumların da kullanabileceği işlevsel laboratuvarlar yapmayı planlıyoruz ve buna ilişkin çabalarımız sürmektedir.
Azerbaycan benim ruhumun dinlendiği ve birçok dostumun olduğu ülkedir. Ankara Üniversitesi Rektörü olduktan sonrası Azerbaycan ve Türkiye arasındaki köklü olan ilişkileri biz eğitim boyutuna da taşıdık. Covid-19 sürecinde ülkemizdeki öğretim üyeleri ile kardeş Azerbaycan’daki öğrencileri buluşturma noktasına taşıdık. Azerbaycan Tıp Üniversitesi, Azerbaycan Teknik Üniversitesi ve Azerbaycan İktisat Üniversitesi ile pandemi döneminde çok önemli iş birlikleri yaptık. YÖK’ün de desteğini ve onayını alarak, Azerbaycan Teknik Üniversitesi ile İkili Diploma Anlaşması imzaladık. Bilgisayar Mühendisliği Bölümünde ikili diplomaya başladık. Belki diğer alanlara da kaydırabiliriz. Azerbaycan İktisat Üniversitesinde de İşletme Bölümü ile Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü arasında ikili diploma çalışmalarının sonuna yaklaştık. Mimarlık ve İnşaat Üniversitesi ile Ankara Üniversitesi arasında inşallah bir iş birliğini hayata geçirmeye yönelik çabalarımız sürmektedir. Özellikle sanayi ile iş birliği noktasında Azerbaycan ile önemli adımlar atmaya yönelik planlarımız bulunmaktadır. Sadece üretilen bilimin değil, aynı zamanda bilim vasıtasıyla insanlığa yararlı olacak ürünler üretmeyi hedefliyoruz. “Bir Millet, İki Devlet” şiarıyla Azerbaycan’a yönelik projelerimizi devam edeceğini belirtmek isterim.
- Sayın Rektör, sorularımı cevapladığınız için teşekkür ederim.

