Atom Mühendisliği okumuş bir arkadaşım Ankara’da beraber çalıştığımız medya kuruluşunda gece mesaisinden çıkıp yorgun argın evine dönmek için taksi çağırdı.
Taksinin arka koltuğuna oturur oturmaz taksici bizim arkadaşa “Sen ney la” der demez arkadaş yanlış bir şey mi yaptım diyerek panikler, taksici abiye sorar “afedersin abi, ne oldu, ne yaptım” taksici gayet sakin “Ne iş yaptığını sordum birader o bakımdan yani”
Biz bu hadiseyi günlerce gülerek anımsadık, taksici abimizi de kınamadık, eleştirmedik çünkü kültürü, yapısı o adamcağızın.
Aynı olayı son günlerde gündem olan Ak Gençliğin ”Sen Kimsin?” videosuyla yaşıyoruz.
Ak Parti Gençlik Kolları Başkanlığı ”Sen Kimsin?” Başlıklı bir video hazırlayarak kitlesine hitap etti.
Video milyonlarca izlendi on binlerce beğeni aldı ve binlerce eleştiriyi beraberinde getirdi.
Tespitim, videodan çok, videodaki hitabın herkes tarafından anlaşılır olup olmadığıdır.
Vatandaş ay sonunu getirmenin telaşı içerisinde çözüm ararken, Ak Gençlik milyonlara kimlik arıyor gibi olmuş.
Vatandaş ekonominin gidişatına merhem sürecek siyasetçi ararken, onlar, Necip Fazıl üstadın “Beşinci devrenin kapısında dimdik bekleyen sensin” satırları ile “Z” kuşağı ile aralarına derin uçurumlar açıyor.
Ak Gençlik kadrolarına “Beşinci Devreyi” sorsanız 5 kişi açıklayabilir mi bilinmez ama “Derin” politika yapmaya devam edildikçe aranan kanın bulunmayacağı malum.
Zaten eleştiri kültürü oturmadığı için gelişmeyen diyalog kanalları tıkalı siyasetin, yeni ve yenilenmeye açık kadroları çabucak kavga ve çatışma kültürüne alışması halkı bıktırdı.
Söylem üretemeyen muhalefet sıkıştıkça seçim ve erken seçim çağrısıyla tabanını diri tutmanın yoluna gidiyor.
Ak parti içerisindeki iş bilmez ve müteahhit AKP grubu laftan sözden anlamıyor. Parmaklarını daldıracak Bal arıyor, şu ana kadar Ak parti iktidarından başka yönetim görmeyen gençler ne bilecek ne ile kıyas edecek hizmetleri.
Kurgu ve montaj yapan ekibi tebrik etmek lazım, ortaya bir şey konulmuş, emek var, alın teri var elbet bu yapıtında bir alıcısı var, çok etkilenen de var eleştirende var.
Birileri olmadan önce kendimizi bulalım, Norveç kıyılarında somon balıklarının sorunlarını referandum eden bir ülke değiliz, bölgemiz İsveç gibi 20 bin Euro asgari ücreti tartışacak jeopolitik bir alanda da değiliz, PKK, FETÖ gibi, alçak yapıların saldırıları yanında, küresel saldırılar “ Salgın” olarak vücut bulurken biz krizleri fırsata çevirerek politikadan biraz daha sıyrılarak memleket faydasına genişletilmiş devlet yapısı oluşturulmalı.