İslam’a olan inancımın, geleceğin bu dine ait olduğuna inanmam derecesine ulaşması gerekir. İslam dininin Allah’tan gelmesi, onu hayatla ilgili işleri düzenlemek, insan gruplarına komuta etmek ve ona öncülük etme hususunda daha layık ve daha güçlü kılar. İslam, yaratılıştan var olan ihtiyaçları gidermeye ve insanın maddi ve manevi ihtiyaçları arasındaki düzeni sağlamaya en uygun yegâne sistemdir.

Yaratan bilmez mi? O, latiftir bilgisi her şeyin içine nüfuz edendir, Habirdir her şeyi haber alandır. Mülk süresi 14

İslam’ın Rabbaniliği, İslam’ı insanlar tarafından uydurulan diğer sistemlerden kıymetli kılan özelliğidir. Bu özellik; Her zaman, her yerde ve her bölgede İslam nizamına kalıcılık ve üstünlük hususiyetleriyle eşsiz kılar.

İnsanı boya bu vasıta şekillenir. Onunla birlikte açılabilme ve bu açılabilmenin sorumluluğunu yüklenmeye güç yetirebilme boyasıyla. İslam Nizam’ını, bölgesel, ırkçı, milliyetçi, cinsiyet ve soya ait bütün değerlendirmeleri aşacak hale getiren bir boya. Bu dinin açıklığı, kapsamlılığı ve insancıllığı ilahi bir din olmasından kaynaklanıyor.

İslam Nizam’ının yumuşaklığı, bu yumuşaklık, İslam dinine, hayatın yenilenen çeşitli ve türlü türlü problemlerinin hepsini hakkından gelme gücünü veren rengidir. Hakkında ayet ve hadis nassı bulunmayan konularda hüküm çıkarmak için; kıyas yoluyla maslahata yani kamu yararına, İstihsana ve diğer Şeri delillere önem vermek suretiyle geniş bir şekilde içtihat etme imkânı veren rengidir.

İslam’ı yeryüzündeki diğer sistemlerden ve sınırlı gayeler için düzenlenmiş olan yapmacık nizamlardan ayıran rengidir. İslam nizamı, kâinatta olan ve olacak her şeyi bilen, insanların durumlarını, onların muhtaç oldukları her şeyi, onlar için faydalı ve zararlı olan şeyleri, onların mutlu ve mutsuz kılan her şeyi bilen Allah‘ın nizamıdır. Bundan dolayı İslam, insan hayatını ilgilendiren kişisel ve toplumsal ihtiyaçlarını, Kanun yapma ve yönetme, iş ve dış konularla alakalı diğer bütün ihtiyaçlarını karşılayabilir.

Allah’ın dinine sarılın! Allah’ın dininden daha güzel dini olan kimdir? Bakara süresi 138

İster kapitalist, demokratik ve hür sistemler olsun, ister sosyalist ve komünist sistemler olsun uydurulmuş, sınırlı, aciz noksan ve sakat olmalarından dolayı, beşerî sistemlerin dünyanın her tarafında karşılaştıkları çarpıklık ve başarısızlıkların sınırlarını da anlamam gerekir.

Bütün beşerî sistemler ister sağcı olsun ister solcu insanlar için mutluluğu, emniyeti ve sükûneti temin etme hususunda, başarısızlığa uğramışlardır. Hatta bu sistemler, insan mutsuzluğuna ve helak olmasına sebep olmuşlardır. Çünkü bu sistemler, Aile ve toplumla ilgili maddi ve manevi bağları yıkmış, ahlakın bozulmasına sebep olmuş, değerler ve iyi ahlakları yok etmiş, Emniyet ve sükûnetin yerini gerginlik ve Ruhi bunalım almıştır. Yardımlaşma, başkalarını düşünüp tercih etme, başkalarını sevme ve onlara acımanın yerini bencillik ve egoizmi almıştır.

Kapitalist ve sosyalist rejimler hayal ettikleri dünya cennetini, propagandasını yapmakta oldukları mükemmel ve adalete dayalı toplumu kuramamışlardır. Çünkü sınıf kavgaları, sosyal zülüm, partizanca yapılan sömürücülük, karaborsacılık, fakirlik ve işsizlik gibi günümüzün sayılamayacak kadar çok olan diğer problemleri, bu her iki sistemin gölgesinde meydana gelmişlerdir.

Demokratik, askeri, cumhuriyet, kraliyetçi, başkanlık ve parlamenter rejimler, siyasi hayatın her sahada maruz kaldığı bozulma ve sapmaların yegâne sorumlusudur. Fitneler, esir kampları, ayaklanmalar, inkılaplar, tavsiye hareketleri, ansızın yapılan baskınlar ve diğer kötülükleri ek olarak sömürgecilik, suçsuz insanların hapsedilmesi, Rüşvet ve tahakküm gibi kötü ahlaklar bu sistemin hepsinin temel karakteri haline gelmiştir.

Bu sistemlerin hepsi, ezilen zayıf Müslüman halkların sorunlarını aşırı derecede ihmal etme sorumluluğunu taşıyorlar. Mesela Keşmir, Habeşistan, Eritre, Filipin’ler deki ve diğer memleketlerdeki diğer Müslümanların problemleri gibi. Bu sistemler, dört asırdan beri bu problemleri pazarlık ve sömürgecilik konusu yapmalarının yanında özellikle Filistin meselesini aşırı derecede istismar etme sorumluluğunu da taşıyorlar. Ayrıca bu nizamlar, Müslümanların hangi çeşidi olursa olsun sömürücülüğü yenmelerine ve İsrail’i Filistin’den kovmalarına imkân sağlayacak maddi ve manevi açıdan ilerlemelerine engel olma ve ihmal etme sorumluluğunu taşıyorlar.

Selam ve Dua ile

Zübeyt BOZKURT