Yaklaşık 1300 yıllık tarihtir bu. Yan yana, iç içe, tek yürek bir tarihten söz ediyoruz. Kürt kavmi İslam ile Türk kavminden 100-150 yıl önce tanıştı. Kürt kavminin Müslüman olması, bölgenin Hazreti Ömer devrinde İyad Bin Ganem ve Halid Bin Velit kumandasında İslam orduları tarafından fethiyle başlamıştır. Türkler ise Abbasiler devrinde İslam’ı kabul etmeye başlamışlardır. Büyük Selçuklu Devleti’nde aynı çatı altında buluşup, yüzyıllarca iç içe yaşamışlardır. 1071 yılında Alpaslan’ın Anadolu kapılarını Müslüman Türklere açması sürecinde, Kürtler en büyük desteği vermişlerdi. Anadolu Selçuklu devletinde de beraber oldular.

Tarihimizin çok büyük bir bölümünde, İslam milletinin en önemli iki unsurundan olan bu kardeşlerin arasına neler girdi de bugünlere gelindi? Bugün, Kürtlerin yoğun olduğu bölgelerde Türkler, Türklerin yoğun olduğu bölgelerde de Kürtler ağır bir gerilim altındandırlar. Bu, bizim geleneğimizde olmayan bir durum.

Farklı kavimlerden topluluklar asırlarca birlikte kardeşçe yaşayarak geldiler.

Aralarında hiçbir zaman gerilim yaşanmadı. İslam milletinin doğal parçaları olma özelliklerini korudular ve birliktelik sağladılar. Bu, diğer bütün kavimler içinde geçerliydi.

Kavim duygusu Batı’nın bir hastalığı. Uzun zaman bu, İslam milletini etkilemedi. Ancak Müslümanlar arasına giren yabancı unsurlar, okullar, akımlar bir ayrılık tohumu ektiler. Kavim duygusu İslam milletini çok geç etkiledi. Bu, yabancı unsurlardan kaynaklanıyor.

Balkanlar’da ilk kalkışma ve ayıklama Arnavutlar tarafından oldu. Mehmet Akif bundan ötürü derin bir hüzne kapıldı ve bu olanları yadırgadı. Babasına hitaben yazdığı şiirinde buna tepki verdi.

Ayrılık hissi nasıl girdi beyninize?

Fikri kavmiyeti şeytan mı soktu zihninize

Birbirinden Müteferrik bu kadar akvam-ı

Aynı milliyetin altında tutan İslam’ı

Temelinde yıkacak zelzele kavmiyettir.

Mehmet Akif bu çıkışı geçen yüzyılın başında yapıyor. İslam milletinin bu yola sürüklenmesi, Osmanlı Devleti’nin çökertilmesi, coğrafyanın kavimler ve hatta kabileler arasında bölüştürülmesi, çıkar duygusunun öne çıkarılması etkili oldu. Bir de Osmanlı Devleti’nin ana unsuru olan kavimlere adlarıyla toprak parçaları verildi.

Anadolu, Türk kavmi düşüncesinin eksenine oturtuldu. Bu, birçok unsurdan oluşan Anadolu’nun içine bir bomba yerleştirmek anlamına geliyordu. Bununla yetinilmedi İslam öncesi arkaik unsurlar öne çıkarılmaya çalışıldı. Bunları asıl derinleştiren, kavim unsurunu önceleyen, ırk düşüncesi üzerine varlığını sürdüren, Osmanlı’nın çöküşünü hızlandıran, Yahudilerin başını çektiği masonik ruhun İslam milletinin içine sızdırılmasıdır.

Müslüman Kürt halkı İslam milletindendir.

Epey bir süredir Kürt halkı üzerinde yürütülen kampanyalar çok yönlü. Karşıtlar Kürtleri İslam milletinden ve düşüncesinden uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Bunu tek taraflı düşünemeyiz.

Tarihe baktığımızda Kürtler İslam milletinin çok önemli bir unsuru. Onlar İslam dairesinde kalarak hayat bulmuşlar, kişiliklerini ve kimliklerini kurmuşlardır.

Kavmiyetçiliğin İslam milleti içine dadandırılması sonrası çok parçalı hale gelindi. Türkler ile Araplar, Arnavutlarla Türkler birbirinden ayrıştırıldı. Bunun sonucu Arapların yaşadığı coğrafya Osmanlı’dan koptu. Balkanlar çözüldü. Türkiye Cumhuriyeti ırk eksenli bir yapı üzerinde kuruldu. Irk psikolojisi ister istemez diğer Müslüman halkları olumsuz etkiledi.

Müslümanlar ırkçı emperyalizmin tuzağına düştüler, parçalandılar. Cumhuriyet rejimi milletimizi sekülerleştirme çabasına girdi belli kesimler bundan etkilendi.

Müslümanların bütünleşmesini sağlayacak adımlar atmak ve Müslüman kardeşliğin yeniden inşasında başka bir seçenek bulunmuyor. Buda İslami bilince sahip kesimlere düşüyor.

Selam ve Dua ile…

Zübeyt BOZKURT