Müslüman, ibadete hayatı kuşatan bir anlam yükleyen insandır. Karıncayı ezmekten kaçınmak şekilde simgeleştirebilecek bir hassasiyet Müslüman için olması gereken incelikler arasında bulunmalıdır. Bir rahmet kitabı olan Kur’an’a iman etmenin en tabi gereklerinden biri olarak incelik ve nezakete riayeti gösterebiliriz. Allah, Kur’an‘da peygamberlerinin gönüllere girmedeki başarısını incelik ve nezaket olarak adlandırabileceğimiz bu tutumuna bağlamıştır:

“Allah’tan bir rahmet sayesindedir ki sen onlara yumuşak davrandın. Eğer sen kaba ve katı yürekli olsaydın onlar senin etrafından dağılıp gitmişlerdi.” (Âli İmran 159)

Bu ayetin muhtevasını oluşturan kitlenin “cahiliye” adı verilen vahşi bir topluma muhtesip insanlarla alakalı olduğunu tespit edelim. Bunun sonucu olarak da şunu söyleyebiliriz: nazik insanlara nazik bir uygulamanın övülmesi, kaba insanlara nazik davranmanın övülmesi kadar gerçekçi değildir. Kendi çocukları üzerinde ölüm kararı verebilecek kadar kabalaşmış bir kitleye nezaket ve incelik kurallarını tatbik etmek ilahi sevgiye mazhar olmaktır.

Nezaket ve incelik, Müslüman için temel ilke olmalıdır. Ya da çevre edinmek, insanlar üzerinde etkili olmak gibi bir emeli olanların böyle bir siyaset gütmeleri doğru olur. Bu doğrunun içinde anne-babanın, öğretmenin inceliği de vardır.

Çocuklara karşı kaba ve hırçın davrananla merhametli davranın arasında- uzun vadeli sonuçlar açısından- merhametlinin lehine olan bir sonuç vardır. Elbette merhamet, nezaket, incelik, letafet gibi kelimeler, ciddiyet ve disiplin karşıtlığına ruhsat değildir. Mesela merhametimiz cihada bir engel teşkil etmez, etmelidir de.

Merhametimiz; Çocuğumuzu sabah namazına kaldırmamız söz konusu olduğunda çocuğumuza kıyamama veya çocuğumuzun uykusunu bölememe gibi bir sonuca götürmez bizi. Merhamet ile ciddiyet /disiplin arasında bir denge kura bilmemiz halinde uygun olanı yapmış oluruz.

Müslüman naziktir ama laubali değildir. Merhametlidir ama dini konusunda asla tavizkar değildir. Cihadı bile merhamet ilkeleri ile yürütebilmektir. Müslüman’dan beklenen. Müslümanın evinde ve işinde merhametli, nazik, sempatik olması budur. Kaba olup dağıtan bir kimliğin sahibi olmakla dinden taviz vermediği için sempatik bulunmayan kişi olmak arasındaki bariz fark budur.

Nezaket için net bir çizgi çizmek gerekecekse o çizgiyi, karşısındakinin duygularını da dikkate alarak konuşmak veya eylemde bulunmak olarak belirleyebiliriz.

Herkesin iman sayılacağı pozisyonda ne yapması gerektiğini bilincinde olması gerekiyor.

İlke şudur:

Müslüman, nazik ve hassas olmak zorundadır. Çünkü Müslüman, Peygamberine ittiba etmekle mükelleftir.

Naziklik, bütün insanların hoşlandığı ve istediği bir tutumdur. Ancak Müslüman, imanından ötürü nazik olmak zorundadır ve onun nazikliğinin ölçüsü Peygamber Efendimizdir. Çevresinin onun hakkındaki kanaatlerinden ziyade onun Sünnete uyarak yaşama arzusu onu nazik bir insan yapar.

Müslümanlar hakkında şer odaklarının yaymaya çalıştığı, Müslümanın kaba bir tip ya da terör yanlısı olduğu şeklindeki imaj kendi aralarında bile inandırıcı olmamıştır.

Ama yine de Müslüman, Allah’a iman etmeyenlerin, kendisi hakkında yanlış şeyler düşünmesine sebep olacak tutumlardan uzak kalmalıdır. Buna nezaket, herkesten önce aile fertleri tarafından izlenebilmelidir. Ondan sonra da bizi kuşatan çevremiz bizi izlemelidir.

Selam ve Dua ile….

Zübeyt BOZKURT