Genç kardeşim! Karun, imtihanın tabi tutulduğunun gün, yani servet ve mal sahiplerinin bütün ihtişamları ve debdebeleriyle karşına çıktığı gün, önünde iki yol olacak. Ya Karun’a ve servetine hayran olup, dünya hayatını arzulayanlar gibi “Derken bir gün Karun, göz kamaştırıcı bir ihtişam ve debdebe içinde halkının karşısına çıktı. Dünya hayatına düşkün olanlar: ‘Keşke Karun’a verilen şu servetin bir benzeri de bizim olsaydı. Gerçekten o büyük bir pay sahibi!’ dediler.” [Kasas Suresi, 79] Diyenlerden olacaksın.
Ya da kendilerine ilim verilen şuurlu müminler gibi Karun’un hayranlarına dönüp, “Ve kendilerine bilgi verilenlerse, ‘Yazıklar olsun size!’ dediler, ‘İnanan ve iyi işlerde bulunanlara Allah'ın sevabı daha da hayırlıdır ve buna da ancak sabredenler nail olur.’” [Kasas Suresi, 80] Diyenlerden olacaksın. Sakın ola, Karun’a hayran olup, namaz kılan kölelerden olmayasın!
Genç kardeşim! Talut, imtihanına tabi tutulduğun gün, yani Talut ordusunun sınandığı dünyalıklar nehri karşısına çıktığı gün, önünde iki yol olacak. Ya bir avuç içmen gereken dünyalık nehirden kana kana içip, dizlerinin bağı çözülünce, “Bizim bugün, Calut ile ordusuna karşı duracak gücümüz ve takatimiz yok.” [Bakara Suresi, 249] Diyenlerden olacaksın.
Ya da sadece Allah’a dayananlar gibi, “Talut ordusuyla birlikte hareket edince askerlerine hitaben şöyle dedi: ‘Allah sizi bir ırmakla imtihan edecektir. Ondan içen benden değildir. Ondan hiç tatmayan ise elbette bendendir. Ancak sadece eliyle bir avuç alanlara izin var.’ Fakat pek azı dışında hepsi ondan içti. Talut ve beraberindeki mü’minler ırmağı geçince geride kalanlar: ‘Bugün bizim Calut ve ordusuyla savaşacak gücümüz kalmadı.’ dediler. Allah’ın huzuruna çıkacaklarını kesin olarak bilenler ise, ‘Az sayıdaki nice topluluk, çok sayıdaki nice kalabalığı Allah’ın izniyle yenmiştir. Allah, sabredenlerle beraberdir.’ dediler.” [Bakara Suresi, 249] Diyenlerden olacaksın. Sakın ola, dünyalıklardan kana kana, tıksıra tıksıra içip, kalabalıklar karşısında dizlerinin bağı çözülenlerden olmayasın!
Genç kardeşim! Asâbi Kehf, imtihanına tabi tutulduğun gün, yani koltukların, makamların ve bürokrasinin çarklarıyla sınanacağın gün, önünde iki yol olacak. Ya kazanımlarını ve makamlarını kaybetmemek için sessiz kalıp dünyalıkların tadını çıkaranlardan olacaksın. Ya da hükümdarların, güç ve iktidar sahiplerinin önünde ayağa kalkıp, kalplerine tam kuvvet ve metânet verdik de zalim krala karşı kıyam ettiklerinde şöyle dediler: “Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbi olan Allah’tır. Biz O’ndan başkasını ilah kabul edip tapmayız. Böyle bir şey yaparsak, yemin olsun ki gerçek dışı, pek saçma bir iddiada bulunmuş oluruz.” [Kehf Suresi, 14] Diyerek haramlara, kul hakkına, mazlumun ahına bulaşarak bu makamlarda oturmaktansa, mağarada yaşamayı tercih ederim diyerek hakkı haykıran yiğitlerden olacaksın. Sakın ola birinci yolu tercih etmeyesin!
Genç kardeşim! Habîbi Neccar, imtihanına tabi tutulduğun gün, yani önüne hakka destek olup hakkı söyleme fırsatı çıktığı gün, önünde iki yol olacak. Ya sayılarının çokluğuna ve güçlerine rağmen hakkı desteklemeyip, susmayı tercih eden kalabalıklardan olacaksın. Ya da tek başına, bir başına da olsan hakka destek vermek için şehrin öteki ucundan koşarak gelen ve, “Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun. Onlar, hidayete ermiş kimselerdir.” [Yasin Suresi, 21] Diyen canı pahasına da olsa hakka destek veren yiğitlerden olacaksın. Sakın ola, hakkı desteksiz bırakamayasın!
Genç kardeşim! Züleyha, imtihanına tabi tutulduğun gün, yani nefis ve şehvet imtihanı ile karşılaştığın gün, önünde iki yol olacak. Ya nefsinin, heva ve hevesinin peşinde bir günahtan bir günaha sürüklenenlerden olacaksın. Ya da “Bunun üzerine Yusuf dedi ki: ‘Rabbim! Zindan bana, bunların beni davet ettiği şeyden daha sevimlidir. Sen onların tuzaklarını benden uzak tutmazsan, ben o zaman onların ayartmalarına kapılır, doğru eğri nedir bilemeyen şaşkın kimselerden olurum.’” [Yusuf Suresi, 33] Diyerek nefsinin ve şehvetinin dürtüleri karşısında Allah’a sığınan Yusuf’lardan olacaksın.
Selam ve Dua İle,
Zübeyt BOZKURT