İyilik, Sende Huy Hâline Gelsin
İyilik, insanın özünde var olan en saf duygudur. Ama ne yazık ki günümüzde, menfaat hesaplarının gölgesinde, çoğu zaman unutuluyor. Artık insanlar, birine yardım etmeden önce; “Hak ediyor mu? Teşekkür eder mi? Karşılığını verir mi?” diye düşünüyor. Bu sorular, iyiliğin ruhunu zedeliyor.
Hâlbuki gerçek iyilik, beklentisizdir. Allah rızası için yapılan bir davranıştır. İyiliği başkaları görsün diye değil, Rabbin görsün diye yaparsın. Çünkü bilirsin ki iyilik, her ne kadar karşındakine fayda sağlasa da, asıl seni yüceltir.
İyiliğin Ölçüsü Kim?
Birçok insan, iyiliği yalnızca hak edene yapmanın doğru olduğunu sanır. Oysa bu bakış, İslam’ın öğrettiği erdemli bakış açısının tam zıddıdır. Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyuruyor:
“Dinimizin güzel gördüğü güzelliği, iyiliği yapın. Ehli olana iyilik yapın, anlayana, iyiliğe layık olana iyilik yapın. İyilikten anlamayana da, ehli olmayana da iyilik yapın. Layık olana, ehil olana iyilik yaptığınız zaman ehlini bulmuş olursunuz, sevabını alırsınız. Ama karşıdaki kişi yaptığınız iyiliğe layık değilse, bundan anlamıyorsa bile, yine iyilik yapın. O zaman siz onun ehlisiniz demektir. Sevabını yine alırsınız.”
Bu hadis-i şerif, bize muazzam bir ders verir: İyiliğin değeri, muhatabın ona ne kadar layık olduğuyla değil, bizim gönlümüzün ne kadar temiz olduğu ile ölçülür. İyilik bir huy hâline gelmeli, tıpkı nefes almak gibi hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olmalıdır.
Bugün Gazze’de İyilik Zamanı
Ve işte tam da bu bakış açısına bugün daha çok ihtiyacımız var. Gazze, aylardır süren bir insanlık dramıyla sarsılıyor. Bombardıman altında hayatını kaybeden binlerce insan, açlıkla mücadele eden çocuklar, hastanelere dahi ulaşamayan yaralılar…
Gazze halkı sadece fiziki değil, manevi bir kuşatma altında. Dünya, büyük ölçüde sessiz. Ama bir mümin sessiz kalamaz. Rasulullah’ın “Senden hep iyilik çıksın” öğüdü tam da böyle zamanlar için geçerlidir.
Gazze’de bir ekmeğin ulaşması, bir damla suyun içilmesi, bir yetimin başının okşanması… Bunlar sadece maddi yardım değil, aynı zamanda insanlığın hâlâ ölmediğini göstermektir.
İyiliğin En Büyük Şekli: Sessizliği Bozmak
İyilik, sadece para vermek değildir. İyilik, zulme karşı ses çıkarmaktır. İyilik, bir mazlumun yanında olacağını, onun yalnız olmadığını hissettirmektir. Bu yüzden;
Sosyal medyada duyarlılık oluşturabilirsin,
Çocuklarına, öğrencilerine Gazze’de olanları anlatabilirsin,
Dualarında mazlumları unutmayabilirsin,
Yardım kampanyalarına destek olabilirsin.
Çünkü iyilik, bazen küçük bir hareketle başlar ama büyük sonuçlar doğurur.
Seninle Başlar, Dünyaya Yayılır
Unutma, Rasulullah (s.a.v.)’in müjdesi çok açık: İyiliği yapan kazanır. Karşı taraf anlamasa bile, kıymetini bilmese bile, sen Allah katında ehl-i iyilikten olursun.
Gazze için yapılacak her yardım, her dua, her iyilik; sadece oradaki insanlara değil, bizim kendi vicdanımıza da nefes olur.
Bugün Gazze’nin, yarın başka bir coğrafyanın, belki de bir gün yanı başımızdaki bir komşunun ihtiyacı olacak. O yüzden iyilik, sende huy hâline gelsin.
Manevi Çağrı
Evet Değerli okuyucular, sen ki bu satırları okuyorsun…
Belki bir ekmek gönderecek imkânın yok, belki bir tıbbi yardım sağlayamayacak kadar uzaktasın. Ama unutma, iyilik sadece maddi yardım değildir. Bazen bir dua, bazen bir mazlumun acısını yüreğinde hissetmek, bazen zulme sessiz kalmamak da büyük bir iyiliktir.
Rasulullah’ın (s.a.v.) bize öğrettiği gibi:
“İyiliği ehline de, olmayana da yap. Çünkü sen iyiliğin ehli olursun.”
Bugün Gazze için dua et. Mazlumlar için elini semaya kaldır. Onlara yardım edebilecek imkânların varsa, paylaş. Ama en önemlisi, kalbinde iyiliği bir alışkanlık hâline getir.
Çünkü iyilik, yalnızca bir davranış değil; bir müminin kimliğidir.
Ve unutma:
İyiliğin olduğu yerde umut vardır. İyiliğin olduğu yerde merhamet vardır. İyiliğin olduğu yerde insanlık vardır.
Selam ve Dua İle
Zübeyt BOZKURT