Allah Resulü yetiştirdiği askerleri ve kurduğu ordusu itibariyle eşi ve benzeri olmayan bir ordudur. Zira İslam ordusunun mihmandarı onun elinden başlamış ve onun elinde gelişmişti. Yani O, diğer askeri erkan gibi hazır bulduğu bir orduya komuta etmiş değildi. Allah Resul’ünün yetiştirdiği orduda şu üç önemli özellik bilhassa dikkat çekmektedir.

1-     Mükemmel bir eğitim.

2-     Mazbut bir ahlak ve örnek bir İslam terbiyesi.

3-     Akıl üstü bir imanı kamil, itaat ve teslimiyet şuuru.

Hz. Peygamber “Kuvvet atmaktır” buyurmakla kıyamete kadar gelecek harp sanayiine işarette bulunmuştur. Bu ifade ile ona ait mucizevi sözlerden biridir. Ancak kendisi de bizzat o devirde bu sözün pratiğini göstermiş ve atıcılığa çok önem vermiştir. Hz. Peygamber , askerlerini bizzat pratik olarak yetiştiriyordu. Harp olmadığı devrelerde de sahabe, hep sportif faaliyetlere teşvik edilmiş ve aralarında bazı müsabakalar düzenlemiştir.

Bu müsabakalardan bazısına bizzat iştirak etmiştir.. Ayrıca yaşı tutmadığı halde askere alınmak isteyen gençler arasında düzenlenen güreş müsabakaları o devirde sportif faaliyetlere verilen ehemmiyete ışık tutan müşahhas delillerdendir. İnsan oğlunun hayat yaşantısı Kuran ve Sünnet üzere olmadığı taktirde hem bu dünyada hem de ukba da muvaffak olamaz. Bundan dolayıdır ki, “Allah kuranı kerimde yaş ve kuru ne deseniz mevcuttur.” Sözü 1400 sene önce bize Hz. Peygamber efendimiz aracılığıyla göndermiş olduğu o mucizevi kitapta bize hayat tarzımızın nasıl şekillendireceğimizi elçisi aracılığıyla bildirmiştir. Bundan dolayıdır ki, biz Müslümanlara düşen görev Hz. Peygamber ve sahabe ahlakını örnek almalıyız. Çünkü sahabe demek, tepeden tırnağa itaat demektir. Zaten onlardaki bu teslimiyet ve imandı ki, düşmanın bütün fendini, oyununu bozuyor, onları tersyüz ediyordu. Önüne çıkan okyanus karşısında bile, atını mahmuzlayıp ilerleyecek kadar gözü karanlığın manası işte onlardaki bu iman , bu teslimiyet ve bu maneviyat yüksekliğindendi. Ammar b. Yasir, kulağı kopmuş durmadan kan kaybediyordu etrafında endişe ile dolaşan henüz ölümünün gelmediğini söylüyordu. Çünkü ona da Allah Resulü: “Seni bağı bir kavim öldürecek ve senin dünyadan son nasibin bir bardak süt olacak” demişti. O buna katiyen inanmış ve bu söze teslim olmuştu.

Dedik ya Hz. Peygamber ve sahabe hayatından kendimize ders çıkartacağız ülkemizde ölen bunca insanımızın dul yetim kimsesiz kalan vatandaşlarımızın tek ümidi ve çaresi birlik ve berberlik diyalog devlet millet el ele verip hepimizin kardeş olduğumuzu hiç kimsenin kimseden üstünlüğü olmadığı üstünlük sadece Allah’tan hakiki manada itaat ve takva sahibi olmaktır.

Bizler birbirilerimizi sevmeliyiz. Allah bizi en değerli varlık olarak yaratmıştır. Bundan dolayı hepimiz Allah’ın yarattığı en değerli varlıklar olarak ülke olarak kenetlenmeliyiz dış güçlere oryantalistlere fırsat vermemeliyiz.

Selam ve Dua İle

Zübeyt BOZKURT