Cuma günü, Cuma namazına camiye gelen cennet kokulu edepli ve onları yetiştiren anne babaya selamla başlamak istiyorum.
Kemiklerin yeni yeni oluşurken senin kıbleye yönelmen, “Allah’u ekber” ile kaldırman başkadır. Herkesinki namaz olmasına namazdır ama seninki daha gençtir. Senin tekbirin heyecanlıdır. Senin tesbihin daha samimidir.
Sen kıyam ettiğinde gölgen de ayaktadır. Senin kıyamın dirilişi simgeler. Karatın, zikrin dilinle kalbinin birleşmiş halidir. Henüz dünya meşgalesi seni istila etmediği için sen Fatiha’yı okurken, geleceğinde “yalnız Allah’a kul olma vaadin inandırıcıdır. “Sen yalnız senden yardım isteriz” dersen, Bir daha kimseye kul olmazsın, kimsenin kapısında eğilmezsin. Senin Fatiha okuman, melekleşmeye daha yakındır.
Senin namazın başkadır; Sen eğilip kalkmak için kılmazsın namazı, gösteriş, kötü taklit senden uzaktır. Senin Rabbine koşmandaki heyecanın umuttur seni doğuranlar için, seni yetiştirenler ve senden beklentisi olanlar için.
Herkes sabah namazına kalkar ama sen bir başkasındır uykunu bölüp yataktan dirilirken. Sen o zaman, denizi yol yapıp üzerinde yürüyenler gibi izlenmektesin. Nefis sahilinden cennet sahillerine geçerken o sabah vaktinde seni izleyen meleklerin kalbi olsaydı belki de dururdu heyecandan. O karanlıkları yaran nurlu yüzün secdeye erdiğinde sen, toprağın karanlıklarını da tek yer kürenin çekirdeğine kadar delen bir şua olursun. Seni o halinle melekler izler de izler.
Senin namazında başkadır ihlasın da. Sen seccadenin başına geçersen bir daha o seccadedeki alnını kimsenin önünde kirletmesin. Bükmezsin belini bir daha şehvetlerin karşısında, seni sömürmek isteyenlerin önünde. Senin namaz doğrulttuktan sonra eğmez kimse artık. Namaz senin kıvamın, ahengin, enerjin olur. O tekbir haykıran dilin boş konuşmaz kazançsız işe girişmez.
Kalbini mescitler kilitler de onu başka bir mekân açamaz bir daha. Kuş olursun camilerden camilere uçan!
Sen abdest için musluğu açtığında, sana gelen suyun kaynağı cennetlerdendir. Yüzünü yıkarken o su, kollarından damlarken, ayaklarını ıslatırken seni yıkayıp pak eder. Yıkanır da çıkarsın kilerden. Havlun senin kollarını kurutmadan, yüzündeki rutubeti almadan önce melekler seni kapışır. Yıkanmış, arınmış bir genç olarak ellerinde kalırsın. Seni kanatlarıyla alıp götürürler diyarlarına doğru.
Sen, O Arşın gölgesine yönelmiş halinle, emsallerinin hayal bile edemediklerini nefsine eze eze yaptırırken, Sen o arşın gölgesindeki genç, mini kalbin mescitlere kilitlenmişken, emsallerin daldan dala konan kelebeklerken sen firdevsi adne, ilk giriş kapısından rıdvana doğru meleklerin istikbali ile uçarken bir başkasın! Senin namazın başka bir namazdır. Senin secden çok geniş bir alandadır. Senin tesbihin gökler dinler, kıratını ağaçlar bile duyar. Sen başkasın, senin namazın başkadır. Sen ibadetin anlamısın. Sen umudun ta kendisisin.
O kalkan elin, o şakıyan dilin, O huşu içinde yüzen gözlerin namazın adam ettiği mümin insanı gösterir. Sen umutsun, namazlı neslin umudusun. Sen hangi çağda yaşıyorsan o çağdaki Usamelerin, Eneslerin, Talhaların örneğisin.
Senin ardından secde ettiğin topraklarda ağlar, seni izleyen müminler de. Sen ki namazla dirildin, Sen ki toprağı secdenle karşıladın; senin istikbalin cennettir.
Senin namazın başkadır. Sen namazınla geliştin; belini namaz büktü, anlını namaz parlattı, dilini namaz düzeltti.
Seni karanlık geceler, yeni yeni aydınlanmaya başlayan sabahlar, batmakta olan güneşler tanır. Senin şahitlerin onlardır.
Sen de oynadın oynamasına ama vakti gelince namazın, bıraktın oyununu da dikildin Rabbinin huzuruna. Sen de okul gördün, caddelerde yürüdün, çırak oldun, talebe oldun ama hep namazlı kaldın. Ne oyununun ne de çıraklığın namazınla bağını koparamadı. Şeytan sana yeni yeni oyunlar fısıldarken, bir ezan sesi fısıltıları sildi kulağından. Duymadın ezandan başkasını.
Kulların sunduğu tuzakları ezdin geçtin de Rabbinin vaadine iman ettin.
Sen namazla büyüdün, namazla geliştin, namazla delikanlı oldun. Sen namaz çocuğusun. Seni namaz salladı beşiğinde adeta. Senin adın ne olursa olsun sen namaz çocuğusun artık. ,
Senin yerin namazın ödülü olan cennettir. Senin dostların namazı ilk kılanlar, Allah‘ın Salih kullarıdır.
Sen umutsun; kendine, seni doğup büyüten anne babana, ümmetine ve bütün insanoğluna bir umutsun sen.
Sen yerde değilsin, gökte değilsin sen; Arş’ın gölgesindesin.
Selam ve Dua ile…
Zübeyt BOZKURT