Kurban Bayramı…
Sadece etin paylaşıldığı, sadece kesimin yapıldığı bir ritüel değil; insanın Rabbine olan teslimiyetinin, toplumla olan kardeşliğinin ve mazlumla olan bağının yeniden inşa edildiği kutsal bir zaman dilimi.
Bu bayramı anlamak için Hz. İbrahim’i anlamak gerekir.
Onun tevekkülünü, onun teslimiyetini…
Rabbinin emrine boyun eğen bir baba ve “Babacığım, emrolunduğun şeyi yap” diyen bir evladın imanı… Kurban Bayramı, işte bu kıssadan bize kalan yüce bir mirastır.
Ama ne yazık ki bugün, ümmetin içinde bulunduğu tablo içimizi acıtıyor.
Gazze’de insanlar bayramlık giysiler değil kefenle örtülüyor.
Doğu Türkistan’da ezan sesleri susturulmuş, Kur’an yasaklanmış…
Arakan’da, Yemen’de, Suriye’de milyonlarca kardeşimiz için bayram; açlık, korku ve gözyaşı demek.
Kurban Bayramı, ümmetin vicdan sınavıdır.
Ve bu sınavda sadece halk değil, özellikle yönetim sorumluluğu taşıyanlar da sorguya çekilecek!
Zira bugün susanlar, yarın hesap verecek!
Petrol zengini olup Filistin'e dua bile etmeyen ülkeler, milyon dolarlık saraylarında otururken Gazze'de çocuklar taşlarla mezar kazıyor.
Aynı sofraya oturup, “birlik”ten bahseden liderler, Filistinli bir annenin ağıdını duymuyor, duymak istemiyor.
Zulmün karşısında susanlar; zalimin safındadır!
Neredesiniz ey ümmetin liderleri?
Nerede “birlik” nutukları atan İslam İşbirliği Teşkilatı?
Nerede ümmetin savunucusu olduğunu iddia eden devletler?
İki kınama yayınlayıp, üç fotoğraf paylaşıp vicdanınızı mı rahatlatıyorsunuz?
Gazze kan ağlarken, Arakan yok olurken, Suriye susarken; siz hangi bayramdan söz ediyorsunuz?
Uçaklarla umreye gidenler, Kudüs’e neden yürüyemiyor?
Birlik sadece dilde mi kaldı? Yoksa vicdanlarımız da mı işgal altında?
Bu suskunluk, bu tepkisizlik, bu ilgisizlik; sadece acizlik değil, aynı zamanda vebaldir!
Allah, suskunluğu değil; adaleti, cesareti ve ümmet bilincini emreder.
Bu bayram, sadece et kesmeyelim;
– Kalplerimizdeki kini, küskünlüğü ve bencilliği de keselim.
– Yalnızların, yoksulların, yetimlerin sofrasına misafir olalım.
– Sadece kendi çocuğumuza değil, savaşın yetim bıraktığı çocuklara da bayramı tattıralım.
– İmkânlarımızı sadece lüks tüketime değil, ümmetin yeniden dirilişine adayalım.
Çünkü şükür, nimeti artırır.
Sadaka, belayı defeder.
Kurban ise, bizi birbirimize yaklaştırır.
Bu bayram:
– Televizyonlarda süslü programlar değil;
– Kalplerimizde mahzun dualar yankılansın.
– Konvoylarla bayram gezileri değil;
– Sessizce yapılan bir yardım eli konuşsun.
– Göstermelik kınamalar değil;
– Adil ve somut adımlar atılsın.
Unutmayalım ki kurban sadece bir ibadet değil;
Mazlumun sesine ses olma vaktidir.
Ve Allah’ın huzurunda susanlar değil, konuşanlar kurtulacaktır.
Rabbim, bu bayramı ümmetin uyanışına vesile kılsın.
Mazlum coğrafyalara özgürlük, liderlere cesaret, halklara feraset nasip etsin.
Müslümanlara yeniden izzetli bir duruş, bir diriliş ve direniş ruhu ihsan etsin.
Kurban Bayramınız mübarek, gönlünüz Kur’an’la, sofranız bereketle dolsun.
Selam ve Dua İle,
Zübeyt BOZKURT